31 Aralık 2010

Mutlu Yıllar

Hıncal Uluç tarafından yazılan bu makale, 02 Aralık 2003 Salı günü yayınlanan Sabah Gazetesindeki köşe yazısıdır.

Yıllar önce Hıncal Uluç'un 31 Aralık günü köşesinde okuduğum ve her yıl tekrar yayınlanan,
çok etkilendiğim bu hikayeyi paylaşmak istedim sizlerle...
Benim de sizlere armağanım bu hikaye olsun:))
***
Tam bir dolar seksen yedi centi vardı. O kadar, ne bir cent eksik, ne bir cent fazla!.. Bunun da altmış centi penniden ibaret ufaklıktı. Bu pennileri teker teker bakkal, kasap, manavla çekişe çekişe pazarlık ederek ve her defasında satıcıların cimrilik isnatları karşısında utancından kıpkırmızı kesilerek biriktirmişti. Della paraları

16 Aralık 2010

Atölye Kedi ve Çocuklara Destek Olalım...


Uzun zamandır ilgilenemediğim bloğuma, bu sabah aldığım maili sizlerle paylaşmanın keyfini yaşayarak başlıyorum. Duruma destek vermek zor değil, herkesin yapabileceği birşeyler vardır mutlaka. Atölye Kedi ve çocukları mutlu edelim...
Gelen maili aynen yayınlıyorum...
Evet yanlış duymadınız bu çağrı hepimizinde tanıdığı Atölye Kedi' den. Kendisi bir anasınıfı öğretmeni ve blog yazarı...
Yeni atandığı köy okulunda ki, minik öğrencilerinin sınıfta oynayacak oyuncakları olmadığını söyledi. Hepimizin geleceği olan bu çocukların tek ihtiyaçları sınıflarında oyun oynarken eğlenecekleri oyuncaklar.

İmkansızlıklarla savaşan bir öğretmenin ve aynı zamanda içimizden olan bu arkadaşımızın sesini duyup ona yardım etmek isteyenlerin yapacakları çok basit. Ya evinizde çocuklarınızın oynamadığı, sıkılıp bir köşeye attığı oyuncakları yada kendi ellerinizle yapıp, satın alacağınız her türlü oyuncağı Yıprak İlköğretim Okulunda okuyan öğrencilerimizle, çocuklarımızla paylaşmak. Yeni yıla girdiklerinde onlarında yeni oyuncakları olsun, onlarda gülsün!

Onların öğretmenler gününde öğretmenlerine getirdikleri hediyelere göz atıp, Atölye kedininyazısını okursanız ne demek istediğimi daha iyi anlayacaksınız.

Temin ettiğiniz oyuncakların yanına varsa boyama ve hikaye kitabıda eklerseniz, kütüphanelerinede katkıda bulunmuş olursunuz.

Göndereceğiniz Adres:
Evren Yılmaz
Yıprak İlköğretim Okulu - Anasınıfı
Afyon/ Dinar

NOT: Yazıyı kopyalayıp, blogunuzda duyurarakta destek olabilirsiniz.

15 Ekim 2010

Dilek Kolyesi:)

İçinde birsürü kolye, bileklik, küpe olan torbayı bıraktı arkadaşım Dilek, "bunları değerlendirip birşeyler yapabilir miyiz, olmazsa da atarız" diyerek. 



Atılır mı hiç? Elbette yapılabilir. Uzun zaman oldu, başladım ve ilk yaptığım kolyeyi paylaşıyorum sizlerle. Henüz kendisi de görmedi:)) 









9 Ekim 2010

Anahtarlıktan Kolyeye...

Uzun bir aradan sonra (nedeni tamamen tembellik) nihayet yaptığım ufak tefek çalışmalarımı paylaşma fırsatım oldu. 
Güzel bir anahtarlıktı, ama ben promosyon anahtarlıkları kullanmayı pek sevmem. Ayrıca çok güzel bir anahtarlığım varken buna hiç ihtiyacım yoktu. Ama gördüğüm an, güzel birşeyler yapabilirim fikri doğdu. Japon yapıştırıcı, biraz da boncuk kullanarak gayet şık bir kolye yaptım. Beğenerek kullanıyorum:))
Teşekkürler Nadirecim:)) Anahtarlığın eski sahibi olur kendisi:))
 

18 Temmuz 2010

Poğaça

Daha önce hüsranla sonuçlanan poğaça maceram babamın (kayınpederim) verdiği tarifle sona erdi. Bu üçüncü yapışım, bu da çok güzel oldu.
Çubuk, yuvarlak, klasik poğaça, bir tepside zeytinli, bir tepside de sosisli olarak hazırladım.
Çok pratik ve iyi sonuç aldığım bir poğaça tarifi. Her yaptığımda babamı arayıp teşekkür ediyorum, bir kez de buradan teşekkür edeyim, kalıcı olsun:)) Teşekkürler babacım...





















Poğaça malzemeleri:
Yarım kg. un
1 paket kabartma tozu
2 tatlı kaşığı insant maya
1 çay kaşığı tuz
2 tatlı kaşığı mahlep
1 yumurta
1 çay bardağı sıvıyağ
1/4 margarin
1 su bardağı süt

Poğaça yapılışı:
Hamur yapılacak kaba unu alınıp ortasına tüm malzemeler konur ve yoğurulmaya başlanır. Gerektiği kadar süt ilave edilerek klasik ifadeyle, kulak memesi kıvamına gelince dinlenmeye bırakılır. 
Hamur yarım saat kadar dinlendirilir. Ceviz büyüklüğünde toplar hazırlanır.
İçine kullanılmak istenen malzeme konur ve poğaçalar hazırlanır.
Üstlerine 1 yumurta sarısı sürülür.
Arzu edilirse çörekotu serpiştirebilirsiniz.
Önceden ısıtılmış fırında 175 derecede üstleri hafif kızarana kadar pişirilir.

14 Temmuz 2010

Hediye Torbası

Sevgili Can'ın doğumgünü için hazırladığım, kalpli, düğmeli, fiyonklu hediye torbası.
Evde var olan saten kumaştan hazırlanıp, üstü süslenip, içine hediyeleri doldurulup kargoyla ulaştırılan şirin "Hediye Torba"sı. Asortik yengenden hatıra olsun:)
Biraz geç oldu, biraz değil epey geç oldu yayınlamam ama yine de Nice Mutlu Yıllar, iyi ki varsın Can:))
Sevgiler...






1 Haziran 2010

Hediyelerimiz!!!

Hediye almayı severim, vermeyi de.
Sevgili arkadaşımı karşımda görünce elinde paketlerle şaşırdım, hem de çok mutlu oldum. Eşime ve bana Mudo'dan (ambalajından gördüm:))) çok güzel kupalar almış, kapaklı. 
Benimki yeşil olan, eşimi zor ikna ettik yeşilinin benim kupam olduğuyla ilgili. 'Ama Asortik yeşili seviyor diye O'na yeşil aldım' diyor Hasibe, eşim 'ama ben de seviyorum yeşili' diyor. Son anda kıyamadı 'iyi, hadi tamam tamam yeşili senin olsun dedi de, zaten en başından beri benimki yeşil olandı:))
Biz kupalara sevinirken, bir paket daha uzattı. Bir baktım şirin, süslü, taşlı, asortik anahtarlık çıktı içinden. Teşekkürler, benim zarif arkadaşım.


Biz daha kupalara ve anahtarlığın sevincini yaşarken, bir sonraki akşam, yine zil çaldı, yine kapıda Hasibe ve kızı İpek'le bu sefer. İpek'in elinde, kendi elleriyle süslediğini söylediği bir paket daha. Kapıdan sadece hediyeyi vermek üzere uğradıklarını, yürüyüşe çıktıklarını söyleyerek teslim ettiler. Büyük bir keyifle açtık ve içinden iki kişilik çok güzel bir tepsi çıktı. (Ambalajda kullanılan saplı kalbi de değerlendirdim ve cam mumluğu renkli kokulu taşlarla doldurup arasına yerleştirdim.)


Bizi çok mutlu ettin "Sevgili Hasibe", senin de mutluluğun hep daim olsun inşallah, sevdiklerinle beraber. Canım arkadaşım benim.
İyi ki varsın sen... (Son cümle hediyelerden sonra oluşmadı:))


8 Mayıs 2010

Baykuş Yastık

Eski etek, eski kazak ve eski t-shirtten yaptığım şirin baykuş yastığım.





22 Nisan 2010

Abla Kazağından Örtü-Runner:))

Çok yoğun ve yorgun olduğum için birkaç gündür bloguma gereken ilgi ve alakayı gösteremedim. Ben bundan sorumluyum ve sorumluluklarımı gerektiği gibi yerine getirememe suçluluğunu hissediyorum. Ne garip bir durummuş:)) Bu kadar etkilenebileceğimi düşünmemiştim blog oluştururken:))

Ben ısrarla çok istediğim halde, keçe almıyorum.
Evdeki kumaşları değerlendirip tüketeyim, keçeye geçiş yapacağım, acelesi yok...
Annem, ablamın yıkandıktan sonra çekip, sımsıkı olan hırkasını vermişti
"madem almıyorsun, keçe niyetine bunu kullan" diyerek:))
Onunla birkaç ufak tefek birşeyler yaptım, ama henüz biryere uygulamadım,
uygularsam paylaşırım emin olun:)

Geçengün onunla örtü yaptım. Sehpaya da oluyor, Masaya da. Nerede istersem kullanabilirim.
Fakat yün olduğu için kışın kullanılması daha uygun olacak...


















En çok püskülünü sevdim:) 

15 Nisan 2010

'Bodrum Pantolonu"mdan Çanta

Pantolonum adı 'Bodrum Pantolonu'ydu. Yıllar önce tatile gittiğimde almıştım, çok severek kullanmıştım. Ketendi ama buruşmuyordu, dolayısıyla sık sık ütülemek zorunda kalmıyordum, tam benlik:)) Giyilemeyecek duruma gelince atmaya da kıyamadım (çöpçü müyüm neyim???) saklıyordum. Ama iyiki de atmamışım, harika bir çanta yaptım. Çok kullanışlı, geçen yaz severek ve de gururla kulandım, kendim yapmıştım çünkü:))) Bu yıl da kullanacağım tabiki...
O zaman blogum falan yoktu, bütün arkadaşlarıma "benim marifetlerim" diye mail atıyordum:))
Önündeki cebi pantolonun orijinal cebiydi, dantel, kurdele ve oya vardı ıvır zıvır kutumda:)) Herşeyini elle dikmiştim, anneme gidip makineyle astarını diktim, astarına bile cep yapabildim. Şu gördüğünüz çantaya kimsenin eli değmedi, makine işi dahil herşeyini kendim yaptım. Çok mutlu ve de gururluyum:)) Çok ta şımarık:)))
Yine her zamanki gibi, saplarını tutturduğum halkalar (ki onlarda çok ucuzdu zaten) dışında 5 kuruş harcamadan yaptığım çantam, huzurlarınızda...


12 Nisan 2010

Havuçlu, Ispanaklı Rulo Börek

Bu böreğin sadece papateslisini biliyordum. Ablam, ıspanak, patates ve havuçla da yapılabileceğini, renkli olduğu için görüntüsünün de güzel olduğunu söylemişti. Ben de pazar günü sadece ıspanak ve havuçlusunu denedim. Çok güzel oldu, çok lezzetli oldu, ellerime sağlık:))
Önceki tariflerde kaynak belirtmiştim, emeğe saygı gerek!!! Ama bunda kaynak benim. Bildiklerimden hareketle, yaptım ve de tarifi hazırladım ama çok zormuş bunu kelimelere dökmek:))))
Afiyetle yedikten hemen sonra sıcak, sıcak fotoğraflarını çektim:))




Havuçlu, Ispanaklı Rulo Börek Malzemeleri
5 adet yufka
1/2 kg ıspanak
1/2 kuru soğan
1 tatlı kaşığı salça
3 adet havuç
3 yumurta
1 çay bardağı sıvıyağ
1/5 çay bardağı süt
1 çay bardağı yoğurt
Tuz, pulbiber, çörekotu

Havuçlu, Ispanaklı Rulo Börek Yapılışı


Ispanak harcı için: Soğanlar ince ince doğranır az sıvıyağla ve salçayla pişirilir,
Doğranan ıspanakları da tencereye alıp, kısık ateşte tuz ve pul biber ilave edilerek pişirilir.


Havuç harcı için: Havuçlar rendelenip çok az sıvıyağıyla tencerede çiğ kalmayacak şekilde tuz ilave edilerek pişirilir.


Sosu için: İki yumurta iyice çırpılır, sıvıyağ, yoğurt ve süt ilave edilerek karıştırılır. (Yoğurt olmak zorunda değil, benim sütüm az olduğu için kullandım:)
Sıralamayı bozmamak adına önce açıklayayım: Bütün yufkalar üst üste konarak uygulanıyor alttaki sıralama...
1, yufka serilip her tarafına fırça yardımıyla sos sürülür.
2, yufka serilip önce sosu daha sonra havuç harcı her tarafa eşit şekilde dağıtılır.
3, yufka serilip önce sosu daha sonra ıspanak harcı her tarafa eşit şekilde dağıtılır.
4, yufka serilip önce sosu daha sonra havuç harcı her tarafa eşit şekilde dağıtılır.
5, yufka serilip her tarafına fırça yardımıyla son kez sos sürülür.
Yufkaların tümü birden rulo şeklinde sarılır. (boyu uzun derseniz, ortadan kesilebilir)
Ruloların üzeri sterchle kaplanıp buzdolabına konur.
Not; Fazla vaktim olmadığı için ben 1 saat kadar beklettim. Daha önce yaptığımı 15 saat bekletmiştim, arada bir fark göremedim. Lezzet hep aynı...
Rulolar yaklaşık 1,5-2 cm. eninde ekmek dilimler gibi kesilip yağlanmış tepsiye yatık olarak dizilir.
Üzerine 1 yumurta sarısı sürülüp, biraz da çörek otu serpiştirilerek 170 ˚C'de, önceden ısıtılmış fırında üstü hafif kızarana kadar pişirilir.

Tarif yazmak, yapmaktan daha zormuş:)))) Umarım anlaşılır olmuştur.

10 Nisan 2010

Çatlayan Tepsi:))

Ablam izlemiş TV'de, meraklıdır da böyle şeylere. Bu tepside yıllardır var, çocukluğumdan beri bilirim. Annem almıştı, iki ablama ve bana. Vardı ama kullanamıyordum, çok boş geliyordu:)) Dolusu nasıl olacaksa... Boyamayı düşünüyordum. Ablam hemen tv'de izlediği çatlatma tekniğini uygulamakla ilgili devreye girdi ve tepsiyi bu hale getirdik. Çok şık oldu. Hem de üstündeki İstanbul manzara fotoğrafını eşim çekmişti, tepsinin üstünde değerlendirme fırsatımız oldu, iyi de oldu... Eline sağlık ablacım, canım benim...



Hasibe'nin Yastığı ve Papatyaları:))

Herşey Hasibe İçin:))

2 Nisan'dı sevgili arkadaşım Hasibe'nin doğumgünü. "İyi ki doğmuş, iyi ki benim arkadaşım, iyi ki benim komşum:))))  Ne mutlu bana değil mi??  Nice güzel yaşlara...

O'nun doğumgünü yaklaşırken, ben, her zamanki gibi durup durup son günlere doğru başladım hazırlıklara. Ama yaptım bitirdim. Son olarak ütüsünü yapıp artık yastık bitti, yaşasın!!! diyeceğim. Ütüyü hafiften sürdüm mavi sutaşı, ütüye yapışır gibi oldu, hemen ütüyü çekip, sutaşısız yerlerden ütüleyeyim diye bir kez daha ütüyü sürdüğümde sağ alt taraf ütüye yapışan mavi sutaşıdan boyandı:((( Aman Allah'ım, ne yapayım, nerelere gideyim... Sakin, sakin, sakin dedim kendi kendime, hemen pes etmek olmaz. Doğumgünü yarın, vermem lazım hediyeyi. Bişeyler yapmalıydım. Sağ alt ve sol alt köşedeki koyu mavi kalpler yoktu, mavi lekeyi kaybetmek için yerleştirdim ve işte kurtradık yastığı:))))

Çerçeveyi almıştım, onun içini de yeşil kumaşla kaplayıp, içine papatyaları yerleştirdim. Neden mi papatya?? Hasibe papatyayı çok sever de ondan...:))
Son olarak bi hediye torbası hazırladım, üstüne minik iki kalp tutturdum inciyle... üstüne de kurdele geçirdim, noel babanın yılbaşı çuvalı gibi oldu. 
Arabasının bagajına koydum:)))


İyi günlerde kullan canım benim...
Detaylı fotoları http://hasibece.com/tr'den görebilirsiniz.


1 Nisan 2010

Ayna Ayna Güzel Ayna...

Aynayı sadece çerçevesi için aldım, hemen ona cam kestirip çerçeve için kullanıma hazır hale getirdim.
Kenarları çok keskin, her gördüğümde beni tedirgin eden bir aynam vardı artık.
Etrafındaki ipi annemden almıştım, çok hoşuma gitmişti renkli oluşu, ne yapacaksam?? Ama yaptım işte... İp, yapıştırıcı, 3 adet keçe çiçek kullanarak, 

-"Ayna ayna güzel ayna, söyle bana, en güzel kim bu dünyada" diye sorduğumda en güzelin "ben" olduğumu söyleyen bir aynam oldu:)))


30 Mart 2010

Peluş Yastık

Bu peluşların kaynağını hatırlıyorum... Ablamla, Yağmur... Hatta o zaman peluş, zincir saplı güzel de bir çanta yapmışlardı. Bizim ailede var "kendi kullanacağın eşyayı, kendin yap" halleri demek ki:)) Kalan peluşlar, ben böyle marifetli yanımı çıkarınca ortaya:)) ablamlar, annem ne var, ne yok herşeyi bana vermeye başladılar, peluşlarda dahil. Uzun zamandır duruyordu. Kumaş halinde durmaları sıkıyor bazen, hepsini bir anda bişeylere dönüştürmek istiyorum. Peluşlarda öyle bir zamanda yastık oldular. Hem hiç peluş artmadı, başkada bişey olmazdı zaten, böyle değerlendirdim. Arkalarına başka bir kumaş kullandım. Hımm unutuyordum yazmayı, tamamen elle dikildiler, bilgilerinize:)) Böyle iki tane yastığım oldu, koltuklarıma da uydu, ikili kanapede çok güzel duruyorlar yan yana. İyi günlerde kullanayım...


N&C Pantolon

Pantolonum 2-3 haftalıktı en fazla, evdeki sandığın pirinç süslerine takılıp yırtıldı:(( Aklımda pullarla dallar falan işleyerek yırtılan yeri kapatma düşüncesi varken, küçük ablam "ammaaaaan onunla ne uğraşıyorsun, nerden aldın, ben alayım sana:)) o pantolon bende olsaydı çoktan kesilip kapri olmuştu" deyip beni bol bol güldürdü:)) Büyük ablam "evet iyi düşünmüşsün, hatta hazır pullarla işlenmiş güzel aplikeler var onlardan alır dikersin" dedi. Ve iki ablam dışarı çıkıp tekrar  döndüklerinde, ne çeşit, ne de renk seçeneği fazla olmadığı için, eşimin ve benim isimlerimizin baş harflerinden oluşan aplikeler almışlar. Bende önce pantolonun içine bir parça yerleştirdim, sonra yırtık yeri (küçük de değildi, L şeklinde yırtılmıştı) çarpı şeklinde diktim. Sonra da görüldüğü üzere harfleri de üzerine tutturdum sıkı sıkı. Hem şık oldu, hem değişik oldu, çok da güzel oldu:))))))





29 Mart 2010

Kazakta, "Degaje"den "V Yaka"ya Geşiç

Kazağım, kayınvalidemin hediyesi. Renkleri güzel, modeli güzel, yakası hariç, çok kullanışlı değil, ya  da ben rahat kullanamadım, bilmiyorum, Kayınvalidemin affına sığınarak, ufak bir düzenlemeyle, hemen V yakaya dönüştürdüm. Daha iyi oldu. İçine bady giymek zorunda kaldığım için gereğinden fazla ısıtıyordu:)) Böyle çok kullanışlı...


"İyiki Doğdun İrem" Yastığı

Herkes kedi, köpek severken, benim çılgın yeğenim kertenkele vb. gibi sürüngenlere bayılıyor:(( Bu yüzden omuzundaki dövme bile kertenkele! Gül yaptır, çiçek yaptır, böcek yaptır di mi? Kertenkele de ne!!!! Ama işte böyle. Ben de sevmediğim gibi korkarım da sürüngenlerden. Ama İrem'i çok seviyorum. Doğumgünü de yaklaşıyor. Ne kadar sevmesem de bir kaç ay öncesinden kertenkeleyle ilgili bişey yapacaktım İrem'e. Bir kaç gün önce aklıma geldi, omuzundakinin aynısını yapsam daha güzel olmaz mıydı? Olurdu elbette, hem de tam süper olurdu. Ama bulamadık:(( 
Yastık yapacaktım İrem'e de. Elimde olan kumaşlardan, beyaz pamuklu, likralı bir kumaş var ki, hiç bitmesin istiyorum:)) işte o kumaşa, yine elimde olan deri, hem de dokulu bir deriyi kertenkele olarak işledim. Güzel oldu. Fakat yastığa dikmesi için götürdüğüm terzi, fermuarını yastığın sağ tarafına dikince beni aldı bir telaş. Ertesi gün kargoya vereceğim, ne zaman kime diktiririm bir kez daha? Bişeyler yapmalıydım ve hemen çözüm ürettim. Fermuarını kapatmak için siyah bir sutaşı vardı evde onu diktim ve olayı böylece kurtardım. Ya da öyle zannediyorum:))
Ama sevgili yeğenimin mutluluk çığlıklarını duyunca telefonda tamam dedim olmuş bu iş:))
Güle güle kullan kızım, iyi günlerde. 
Ve işte İrem'in kertenli yastığı:)))


10 Mart 2010

Dantelli Yastık

Daha önce "Evrim Değiştiren Yastıklarım" başlıklı yazımdaki yastıklara ilave olarak, değişik renk ve desende olanı bu yastıkta. Aynı düzenlemelerden geçerek oluşturulmuştur. Bilgilerinize:))

Canım annem, bendeki bu ışığı gördü sanırım:)) iyiki yapmış bu yastıkları bana esin kaynağı oldu, herbirinin üstünde harikalar yarattığımı düşünüyorum kendi adıma. Şöylede birşey var, iyiki dikip vermiş, yoksa bi de onları dikmekle uğraşacaktım. Zaten dikiş makinam yok:(( Aslında hiç uğraşmaz böyle yastık falan da yapamazdım zaten. Şimdi en büyük keyfim oldu bu "Başucu Yastıkları". Binlerce kez teşekkür ediyorum annecim sana, ellerine sağlık.


Kalpli Yastık -1-

Canım annemin dikip verdiği yastıklardan birini de, kalp şeklinde kestiğim kumaşın etrafını elimde bulunan çeşit, çeşit düğmeler dikerek tamamladım ve bu şirin yastık çıktı ortaya.


Cep Telefonu Kılıfı -3-

Bu telefon kılıfı da eski kot pantolonumun kumaşından ve pamuklu dantel kullanılarak yapılıp sevgili Aslı'nın kullanımına sunuldu:)) Güle güle kullansın, iyi günlerde...
Not: Fotoğraf çok net değil. O zamanlar kendime blog açmakla ilgili en ufak bir fikrim yoktu, sadece elimde yaptığım işlerin fotoğrafları olsun istiyordum. Fırsatım olursa daha net fotoğrafını çeker tekrar düzenler, onu yayınlarım.



9 Mart 2010

Cep Telefonu Kılıfı -2-

Evet yoğun istek üzerine Sibel'e yaptığım telefon kılıfı bu da.
Canım annemin yıllar önce yaptığı benim de hala özenle sakladığım ve gerektikçe kullandığım minik örme çiçeklerle süslemiştim. Sibel'de severek kullanıyor, güle güle kullan canım:))
Yaptığım her ne olursa olsun, beğenilmesi ve kullanılıyor olması benim için çok önemli. Tekrar yapmama neden oluyor, benim coşku mekanizması hemen harekete geçiyor:))

Kabak Tatlısı

Annemin getirdiği kabağı tatlı haline dönüştürme hevesim, ellerimi parçalamakta olsa mutlulukla sonuçlandı, çünkü çok lezzetli olmuştu... Sizlere tavsiyem imkanınız varsa dilimlenmiş olarak satın almanız.



Kabak Tatlısı Malzemeleri
2 kg kabak
1 kg toz şeker
Ceviz
Kabak Tatlısı Hazırlanışı
Kabağı dilimleyip kabuklarını soyarak geniş bir kapta şekerle örterek 1-2 saat bekletin.
Şekerle bekleyen ve sulanmış olan kabakları hiç su koymadan kısık ateşte ağır ağır pişirin. Yumuşayınca ateşi kapatıp soğumaya bırakın.
Dövülmüş cevizle süsleyip servis yapın.





4 Mart 2010

Tencerede Fincan Kek

Duyduğumda çok şaşırdım, tencerede fincanla kek pişirme!!! 
Deneyince gördüm ki, şaşıracak birşey yokmuş, kek kalıbında pişmiş gibiydi. Hem kesme derdi yok, porsiyon porsiyon servis yapılıyor. Süperrr:))
Tavsiye ederim.



Tencerede Kek Malzemeleri
1 yumurta
1 çay bardağı süt
1,5 çay bardağı şeker
1/2 çay bardağı sıvı yağ
2 çay bardağı un
2 yemek kaşığı kakao
1 poşet vanilya
1 kabartma tozu

Tencerede Kek Yapılışı
Bütün malzeme çırpılır,
6 tane nescafe fincanı yağlanır ve hamuru fincanlara paylaştırılır.
6 tane fincan sığacağı büyüklükte bir tencereye dizilir.
Tencerenin içine fincanların yarısından biraz az ılık su doldurulur.
Tencerenin kapağına mutfak bezi konur ki buhar keklerin üzerine damlamasın.
Tencerenin kapağı kapatılır ve yüksek ateşe konur.
Kaynama noktasına kadar beklenir ve ateş kısılır.
Kapağını hiç açmadan 20 dakika pişirilir.
Ateşi kapatıp kapağı hiç açmadan 15 dakika beklenir.
Fincanlardan çıkarıp ılık olarak servis edilebilir.





Kaynak: http://mutfaknotlari.blogspot.com



26 Şubat 2010

İpek Yastığı

İpek; bizim şirin mi şirin, akıllı mı akıllı, güzel mi güzel, çok sevgili arkadaşım Hasibe ve Hüseyin'in dünya tatlısı, biricik kızları:))
Ana okuluna gidiyor, büyüdü bile... Büyüdü de boyundan büyük laflar etmeye başladı, gülüyor ve şaşkınlıkla izliyoruz kendisini. Allah nazardan saklasın, uzun ve sağlıklı ömür versin.




Evet bu yastığın hikayesi, sevgili İpek'in halısını görünce başladı. İlginç olurdu, hem de doğumgünü hediyesi olurdu. Bir taşla iki kuş hesabı:)) Bu konuda feci uyanık davranmışım, kendimle gurur duydum:))
İpek'in annesi, çok sevgili arkadaşım Hasibe'den halının fotoğrafını çekmesini istedim. Ne derse beğenirsiniz "gir sitesinden al!!!!!" :))) Peki... Hemen siteye girip indirdim ve bir A4'e renkli çıkış aldım. Hepsi bu... Ondan sonra başladım minik minik kalıplar çıkarmaya, kesmeye, işlemeye, dikmeye v.s. Ve sonunda bitirdim, çok güzel oldu, ben beğendim. Ve bir an önce vermek istiyordum. Evet randevumuzu alıp gittik:)) hediyemizi verdik. İpek ne derse beğenirsiniz "ayakkabılarını ters giydirmişsin" :))) Yok artık  daha neler!!! İlk bakışta farketti ve bana da farkettirdi, çünkü hakikaten farkında değildim. Ama beğendi, kullanıyor, görüyorum:)) Güle güle kullan İpekçim, iyi ve sağlıklı günlerde.
Yastığın halıyla beraber fotoğrafı olsun istiyordum sevgili Hasibe, on parmağında on marifet hasibe:)) www.hasibece.com hemen konuya el attı, çekmiş ve gönderdi fotoğraflarını, sağolsun.
İşte İpek'in halısı ve yastığı...





24 Şubat 2010

Pankek

Özellikle pazar kahvaltılarımızın vazgeçilmezi oldu bile. 
Yemek konusuna el atmak durumunda kaldığım günden bu yana sürekli, değişik ve pratik neler yapabilirimi araşıtırıyordum. Bulduklarımdan biri, Pankek... Tek kelimeyle harika, ben çok severek yapıp, afiyetle yiyorum (eşim yemiyor:((, ama varsa konuklarım çok beğeniyor:)). Açık bırakmazsanız bayatlamıyor, hala pufidik pufidik taptaze kalıyor:)
Umarım sizler de beğenirsiniz...
Bu malzemeyle yapılan pankeklerle 4 kişi rahat rahat kahvaltı edebilir, herkese yeter:))
Haydi kolaygelsin... 


Pankek İçin Malzemeler
1.5 bardak Un 
1 yemek kaşığı kabartma tozu
1 bardak evde hazırlanmış buttermilk 
1 çay kaşığı tuz 
2 yemek kaşığı şeker1 yumurta 
1 yemek kaşığı sıvıyağ
Pankekin Hazırlanışı
Buttermilk hazırlamak için 1 bardak sütün içine 2 yemek kaşığı sirke kayup yaklaşık 5-10 dk. bekleyin. Süt hafif kesilmiş süt görünümü alacaktır. 
Un, kabartma tozu, şeker ve tuzu bir kaba alıp karıştırın. 
Buttermilk içine yumurtayı kırıp çırpın. Unlu karışıma aktarıp tamamen karışmasını sağlayın. Yağıda ilave ettikten sonra bırakın biraz mayalansın. Yaklaşık 10-15 dk. beklediğinizde hamur mayalanmış ve kabarmış olacaktır. Çok akıcı olmayan ama puf puf bir hamur görünümde olacak. Hamurun içerisine isterseniz çilek, ahududu gibi meyvelerden de koyabilirsiniz. 
Yağsız teflon tavayı ısıtın ve 1 yemek kaşığı dolusu karışımı ısınmış tavada arkası önü renk değiştirene kadar pişirin. 








19 Şubat 2010

Tak Takıştır

Kolyelerim...

Çok severim takıları. Tamamladığını düşünürüm giyim-kuşamı. En çok sevdiklerim yüzükler ve küpelerdir:)) Son yıllarda kolyeninde bir o kadar önemli olduğunu düşündüm, sevmeye ve kullanmaya başladım. Önceleri sadece alırdım. Şimdilerde yapmaya da başladım. Ara ara burada da yer vereceğim.

Yıllar önce yapmıştık ablamla beraber, hala severek kullanıyorum. Daha doğrusu ablam, etrafı iğne oyasıyla işlenmiş şifon eşarbı saç örgüsü yapıp ayırmış kenara. Bana da süslemesi kalmıştı, keyfime göre...

Yeşil... 
 
Bir ara deli gibiydim. Boncukçulardan çıkmıyordum. Fazla uğraştıran modeller sıkıyordu beni. O işler ablama mahsus:)) Ben ipi alıp dizebileceğim tarzdaki takıları yapıyordum, bu örnekteki kolye ve küpeler gibi.

Rengarenk...

Bu kolyenin benzerlerini görerek esinlendim. Böyle incik boncuk yoktu örneklerde, onlarda benden olsun:)) Gördüklerimin tıpatıp aynısını yapmak çok hoşuma gitmiyor. Yapamıyorum zaten mutlaka farklı bişeyler deniyorum. Benden bişeyler olmalı, beni yansıtmalı. Deli olmalı biraz:))

Alı al, moru...
 ...Mor...

 




18 Şubat 2010

Ayva Tatlısı

İlk ayva tatlım, sevgili Sibel'in kayınvalidesinin bahçesinden toplayıp getirdiği ayvaları meyve olarak tüketemediğimiz için tatlı yaparak değerlendirmeye karar vermemle oldu.
Akşama tatlı yemeye davet ettiğim arkadaşlarımın övgü dolu sözleri eşliğinde tükenen tatlı, sürekli yapma isteği uyandırdı bende. Ve sonu gelmeyen ayvalar... Sürekli o bahçeden ayva geliyor çünkü, Sibel sağolsun:))



Ayva Tatlısı İçin Malzemeler
• Dilediğiniz kadar ayva
Toz şeker
Limon
Su
Bir adet elma
Fındık, kaymak ya da krem şanti.
Çok az tarçın

Ayva Tatlısının Hazırlanışı
1. Ayvaları yıkayıp kabuklarını soyun. Soyduğunuz kabukları atmayıp pişirirken kullanabilirsiniz. 
2. Soyulan ayvalar enine ikiye ayırıp ve çekirdekli kısımlarını oyarak çıkarın. Çekirdeklerini atmayın, tatlıyı pişirirken ayvalara kırmızı rengini vermesi için tencereye atarak kaynatabilirsiniz. 
3. Soyup ortaları çıkarılan ayvaları limon suyu ile ovun, kararmaması için.
4. Yayvan bir tencerenin altına önce ayva kabukları daha sonra da oyuk kısımları yukarı gelecek şekilde ayvaları yerleştirin. Çekirdekleri de tencereye serpiştirin. Ne kadar çok çekirdek olursa o kadar çok kızarır ayvalarınız. 
5. Kabukları soyulmuş elma ve ayva rendelenip birlikte karıştırlarak (arzu ederseniz bu karışıma çok az tarçın ilave edebilirsiniz) tencereye yerleştirilen ayvaların ortalarına konur. 
6. Her bir yarım ayvanın üstüne küçük çay bardağı dolusu toz şeker dökülür. (Bu ölçü arzuya göre değişebilir çok tatlı seviyorsanız ölçüyü artırabilir, içinizin bayılmasını istemiyorsanız biraz azaltabilirsiniz:))
7. Her bir yarım ayva için aynı çay bardağından biraz az su eklenir.
8. Ocağa yerleştirilen tenceredeki su kaynamaya başlayınca kısın.
9. Ayvalar iyice pişip, (çatal yardımıyla kontrol edebilirsiniz) tenceredeki su, köpük köpük olup, jöleleşinceye kadar, ayvalar çekirdeklerin rengini alıncaya kadar pişirin. Yaklaşık 1 saat.
10. Pişen ayvaları servis tabağına alın ve jöleli suyundan üstlerine gezdirdikten sonra soğutun. Arzuya göre servis yapın. Ben bu sefer dövülmüş fındık kullandım.


Afiyet olsun...

15 Şubat 2010

Nazarlık

Eldeki parça kumaşlar, eski kolyelerden kalan boncuklarla her zamanki gibi elle yaptığım nazarlık. Aman nazar değmesin:)


21 Ocak 2010

Cep Telefonu Kılıfı-1

Evdeki kumaş, dantel, boncuklar, düğme ve azıcık kalan ince kurdeleyi kullanarak yaptığım cep telefonu kılıfı. Çok şirin ve kullanışlı.

Oyuncak -1-

Pisitoş
Şöyle bir baktım da hep yastık var çalışmalarım arasında, ben sadece yastık yapmıyorum tabiki. İşte bu kedi de onlardan sadece biri. Adını da başlığı yazarken aklıma geldi. İrem'in arkadaşına hediye ettiği yaramaz kediden aklıma geldi, Pisitoş.
İrem; bizi bırakıp gurbet ellerde öğretmenlik yapan, dünya tatlısı yeğenim. Sevgilerimi gönderiyorum kendisine.
Bizim Pisitoş'ta İpekböceğinin penceresinde uslu uslu duruyor:))
İpekböceği'mi kim, hımm onuda başka bir çalışmamda tanıtırım.






Babalar Günü Yastıklarım

Babalar gününde babalarım için hazırlamış olduğum yastıklar bunlar da... Güle güle, iyi günlerde kullanıyorlar biliyorum;)) Sağlıklı ve uzun ömürler diliyorum her ikinizede sevgili babalarım, sevgiyle kalın.