17 Ocak 2012

Lezzet Topları

Canım arkadaşım Hasibe yapmıştı, yemiştik afiyetle. Sonrasında ben birkaç kez daha yaptım, her yiyen tarifini istedi. Her bulduğum tarifin çıkışını alırım, bundan da birkaç tane almıştım. isteyene verdim:))
İstanbul'a kayınvalidemlere gittiğimizde de yapmıştım, gelen konuklar çok sevmişti. Belki siz de seversiniz...



Gerçekten yapan için çok pratik, yiyen için çok lezzetli toplar. Hemen yapıp pencerenin önüne geçip, tüm Türkiye karlar altında, güzel manzara eşliğinde tüketin toplarınızı. Hatta okulların tatil olduğu illerdeki anneler çocukların seveceği türden, hemen yapıp yedirebilirsiniz:))
Lezzetli Topların Malzemeleri

2 paket Eti Burçak bisküvi
 1 küçük kutu krema
 6 adet kuru incir
 6 adet kuru kayısı
 Bir çay bardağı fındık, ceviz veya badem
 1 paket çikolata sosu



Lezzetli Topların Hazırlanışı
 Bisküvileri elle kırdıktan sonra (un haline getirmeyin yoksa çok sert olur) üzerine bir kutu krema ilave edip  iyice karıştırın.
 Üzerine beş dakika ılık suda bekletilen kuru kayısı ve incirleri küçük doğrayarak ilave edin.
 Kırılmış kuruyemişleri de ekleyerek karıştırın.
 Şekil vererek üzerine tarifine göre yapılan çikolata sosunu dökün.


Afiyet olsun...


Kaynak: http://www.nilgunulker.com/

13 Ocak 2012

Kazandıran Kravat "Kazandırdı":))

Dük 50. yılında tarzına en uygun kravat tasarımını yapmanı istiyor! Apple ürünü ödüller için uygulamaya git!

Apple ürünlerini çok isterdim ama olmadı:) Bununla da mutlu oldum...

Kasım ayında haberim olmuştu yarışmadan, sevgili Aslı sayesinde:) O kadar işimin arasında hemen yaptım bir tasarım ve gönderdim. Güzel hediyeler vardı. Şansımı denedim ve ödülüm Dük 50. Yıl şerefine bir kravat oldu:))
Ve yarışma sonuçlandı, hediyem geldi. 
Bununla ilgili blogumda hiç bahsetmemiştim, bahsetseydim. MacPro'yu kapabilirdim belki:)))

Bu tasarımı oylayan herkese ve 
Dük Kravatlarına teşekkürlerimi gönderiyorum. 
Hatırası olsun:))


İşte hediyem...



Bu da kravat tasarımımdı...






12 Ocak 2012

Nostalji - Sehpa Örtülerim

Birkaç gündür evimde nostalji rüzgarları esiyor. 
Annemin geçengün,
- bak bunları sana getirdim, belki birşeyler yapmak istersin, biryerlerde kullanırsın diyerek bıraktı önüme. 
Çocukluğumun sehpa örtüleri bunlar... Onlara birşey yapmaya veya başka türlü değerlendirmeye gerek yok, böyle çok güzeller. Hemen sehpanın üstüne koydum ve yaklaşık bir haftadır ordalar.Örtü kullanma alışkanlğım pek yoktur ama hiç rahatsız olmadım, aksine çok mutlu oldum, . 
Etrafta örtü görmeye alışık olmayan eşim yadırgadı, 
- bunlar burada mı duracak? gibi sorulara muhatap oldum.. 
- biraz nostalji yapalım, iyi oluyor, ayrıca fena da durmadı diyerek geçiştiriyordum.
O'da alıştı artık, hiçbirşey demiyor:) 



11 Ocak 2012

Bunlar Bizim İçin:))

HEDİYE ÇEKİLİŞİ...

Sevgili Semi mutlu elleriyle hazırladığı cicileri hediye ediyor. Benden söylemesi, gidin bakın, katılın. Ama talih kuşu bana konsun:)) Haydi siz de şansınızı deneyin:))
Linki tıklayın lütfen...


http://mutlueller.blogspot.com/

9 Ocak 2012

Yine Kalpli, Yine Yastık:)

Geçengünlerde mızmızlanıyordum, canım hiçbirşey yapmak istemiyor, aslında istiyor da ne yapacağımı bilemiyorum diyerek. 
Karıştırmaya başladım malzemeleri, sevgili Hanife'nin verdiği poşetin içinden çıktı bunlar da. O dönem aynı işyerinde çalışıyorduk, şimdi bizimle değil artık. Çocuk Gelişimi mezunuydu, okulda çocuklara oyuncaklar falan dikiyorlarmış, kalan kumaşları saklamış. Bloğumu da biliyordu, Nagehan Hanım, siz bunları değerlendirirsiniz diyerek bir tomar kumaş getirmişti:)) Buradan tekrar tekrar teşekkür ediyorum Hanife'ye... 
Bu peluşlarda, aradaki pembiş polar da onların arasındaydı. Ne yapabilirim diye düşünürken yine yastık geldi aklıma:)) Tam bu kadardı peluşlar. Araya pembe poları koyarak boyunu uzatabildim, boncuklarla süsledim, bir fiyonk, olmazsa olmaz bir de kalp, işte böyle bir şirinlik çıktı ortaya. Ben çok sevdim. Ya siz??? :)))



Herşeyin gönlünüzce olduğu, güzel bir hafta diliyorum...


7 Ocak 2012

Gizem Dalyan'dan Hediye Çekilişi...

HEDİYE: Pixe lol'dan Seç, Beğen, Al


Bir çekiliş yoğunluğudur gidiyor bu aralar, bunlar benim görüp duyduklarım kimbilir daha kimler yapıyordur:))


Değişik hediye seçenekleri var, istediğinizi seçiyorsunuz, bir tane de yanında hediye:)) Bir taşla, iki kuş misali:)) 

Gizem Dalyan'ın hediye çekilişi linkini veriyorum, herkese bol şans


6 Ocak 2012

Kalpli Yastık

Bu yastığı ne zaman yaptığımı hatırlamıyorum bile, bir yılı aşmıştır, yaptım ve kullanıyorum. Evde olan pamuklu kumaş ve yine parça penye kumaşlar ve biraz polyester dantel kullanarak yapmıştım. Tamamen elle diktim, herşey bittiğinde terziye götürüp fermuarını diktirdim...


Bu arada kalp figürünü çok kullandığımı farkettim, 
severim ama bu kadar sık kullandığımı farketmemiştim.


Diğer kalpli işlerimi görmek isterseniz




5 Ocak 2012

Farkındamıyız?

Bugünlerde tembelliğim üzerimde, hem çok şey yapmak istiyorum, hem de hiçbirşey yapamıyorum. Aynı anda birsürü fikir geliyor aklıma onu mu, bunu mu, şunu mu yapayım derken bi bakmışım yine birşey yok ortada:) Kendime gelmeliyim artık. En azından yarım işlerimi tamamlayabilirim. Tembellik mi yorgunluk mu bilemiyorum aslında...
Aslında bilsem, farkında olsam bazı şeylerin iyi olacak. 






Can Yücel'in bu yazısını okudum yine... Ve sizlerle paylaşmak istedim. Arada bir durup düşünmek gerek geçip giden hayatımızı...




Farkında olmalı insan…


Kendisinin, hayatın olayların, gidişatın farkında olmalı.


Farkı fark etmeli, fark ettiğini de fark ettirmemeli bazen…


Bir damlacık sudan nasıl yaratıldığını fark etmeli.


Anne karnına sığarken dünyaya neden sığmadığını ve en sonunda
bir metre karelik yere nasıl sığmak zorunda kalacağını fark etmeli.


Şu çok geniş görünen dünyanın, ahirete nispetle anne karnı gibi olduğunu
fark etmeli.

Henüz bebekken ‘dünya benim!’ dercesine avuçlarının sımsıkı kapalı
 olduğunu, 
ölürken de aynı avuçların ‘her şeyi bırakıp gidiyorum 
işte!’ dercesine apaçık kaldığını 
fark etmeli.


Ve kefenin cebinin bulunmadığını fark etmeli.

Baskın yeteneğini fark etmeli sonra.
 Azrailin her an sürpriz yapabileceğini, nasıl yaşarsa öyle öleceğini
 fark etmeli insan ve ölmeden evvel ölebilmeli.

Hayvanların yolda kaldırımda çöplükte 
ama kendisinin güzel hazırlanmış mükellef bir sofrada yemek yediğini
 fark etmeli.

Eşref-i mahlukat (yaratılmışların en güzeli) olduğunu 
fark etmeli.

Ve ona göre yaşamalı.
 Gülün hemen dibindeki dikeni, dikenin hemen yanı başındaki gülü
fark etmeli.

Evinde 4 kedi 2 köpek beslediği halde
 çocuk sahibi olmaktan korkmanın mantıksızlığını 
fark etmeli.

Eşine ‘seni çok seviyorum!’ demenin mutluluk yolundaki müthiş gücünü
 fark etmeli.

Dolabında asılı 25 gömleğinin sadece üçünü giydiğini, ama arka
 sokaktaki komşusunun     o beğenilmeyen gömleklere muhtaç olduğunu fark etmeli.

Zenginliğin ve bereketin, sofradayken önünde biriken ekmek
 kırıntılarını yemekte gizlendiğini fark etmeli.



FARK ETMELİ.
Ömür dediğin üç gündür,
Dün geldi geçti, yarın meçhuldür,
O halde ömür dediğin bir gündür, o da bugündür.

Can Yücel



Misafir Blogcu Olmak İster misiniz?

Blog Hocam Yurt dışındaki blog yazarları arasıda çok yaygın olan misafir blogculuğun ülkemizde de yaygınlaşmasına yardımcı olmak amacıyla 
mini bir el kitapçığı oluşturmuş ve bloğunda da yayınlamıştı. 

İlginizi çekeceğini düşündüğüm bu konuyla ilgili bloghocam'ın sayfasından 
detaylı bilgi alabilirsiniz. 

Daha iyi bloglar için...



3 Ocak 2012

Duyduk Duymadık Demeyin!!!

Netsug'un güzel hediyesine ve sürprizlerine sahip olmak isterseniz, buyurun buradan:))
Herkese bol şans...