29 Aralık 2015

Evimizde Yeniyıl Dekorasyonu...

Aralık ayının başından beri evde yeniyılı karşılamak için dekorasyonda ufak tefek değişiklikler, ilave birşeyler yapıyorum kendi çapımda. Evde beyaz renk ağırlıkta. Birkaç tane kırmızı obje çıkardım o bile fazla geldi:) Ayın ortalarında bir kısmını kaldırdım.
Değişiklik en çok da küçücük evimizde konsolun üzerinde ve duvarlarda oluyor. Tekstil ürünlerinde kırmızı birşeyim olmadığını farkettim:)
Bu arada evde boş durmayıp doğal malzemelerden birşeyler yapmayı da ihmal etmedim;)
İnstagram takipçilerim bunlardan anında haberdar olabiliyor. Dilerseniz instagramdan da asortik adıyla takip edebilirsiniz.

Aralık ayı boyunca evimizden birkaç fotoğraf yeniyıl dekorasyonuna dair...


Siz hiç sokaklarda budanmış çam dallarını toplayıp evinize getirdiniz mi? Sonrada onları boş bir çerçevenin içine yerleştirip duvara asıyorsunuz. Çok keyifli oluyor:)) 
Yılbaşı ağcının üstündeki süsleri bir dal parçasına asmıştım. birkaç gün sonra onlarında yeri değişip...
...budadığım begonvilimin dallarından yaptığım çam ağacına asıldılar:)


Ben düzenlerim, bıdık oğlumda karşısına geçip hayran hayran bakar:))
Bazende önünde durup poz verebilir:)
Kırmızı yıldız mumluğu bit pazarından aldım:))
Gecede ayrı bir keyif:)
Ve çam ağaçlarım. ortadakiler keçeden geçenyıl yapmıştım, dallarla olanlar yeni yapılanlar.
Soldaki çorap ve eldiven geçen yıllarda yaptıklarım. bu şirin ve yaramaz geyik ise sevgili fatoş'un marifetli ellerinden çıkıp geldi. çok seviyorum onu, aşık oldum galiba:))
fatoş'un bloğuna bakın derim daha neler yapıyor, neler:) 

Umarım bu coşkumuz yıl boyu sürer ve güzel bir yıl geçiririz.

Şimdilik hoşçakalın...


4 Aralık 2015

Ambalajlı Süt ve Süt Ürünleri Hakkında Merak ettikleriniz Bu Sitede!

Sağlıklı beslenme yaşamımızın her döneminde hepimizin öncelikli konusu. Endişelerimizi gidermek ve sorularımıza cevap bulabilmek adına hemen bir bilene danışmak istiyoruz ve yaşadığımız çağ gereği ilk başvurduğumuz yer genellikle “internet” oluyor. Ancak, internetteki bilgi karmaşasından neyin doğru neyin yanlış olduğuna bir türlü karar veremiyor ve işin içinden çıkamıyoruz.
Sağlıklı gıda tüketimi dendiğinde akla öncelikli olarak “süt konusu” geliyor. Sütün beslenmemizdeki önemi tartışılamaz bir gerçek. Ancak, sağlıklı ve güvenli süt tüketimi konusunda pek çok doğru bilinen yanlışlar ve iddialar bulunuyor.
Sokak sütü, UHT süt, paketli yoğurtlar… derken liste uzayıp, gidiyor. Tıpkı sorularımız gibi… Lezzeti bir tarafa ne kadar sağlıklı ürünler tüketiyoruz?
Geçtiğimiz günlerde süt ürünleri hakkında merak ettiğimiz neredeyse tüm soruları yanıtlayan, Ankara Üniversitesi hocalarının katkıları ile hazırlanmış bir siteye rastladık: http://suthakkindahersey.com/
Süt ile ilgili aradığınız tüm soruların cevaplarını bulabileceğiniz gibi Sizde uzmanlara soru sorabiliyorsunuz. İşte o siteden seçtiğim, süt ile ilgili bilmeniz gereken 2 önemli soru.
Daha fazla bilgi almak için siteyi ziyaret göz atmanızı mutlaka öneririm. 
Soru: Evde yapılan yoğurtlar neden daha çabuk ekşiyor?
Cevap: Yoğurdun istenilen kıvam, lezzet ve besleyicilikte olması için mikroorganizmalardan arınmış süt kullanılması, taze maya kullanılması, mayalamanın uygun sıcaklıkta ve sürede yapılması gerekir.
Ev yapımı yoğurtlar bu koşullarda üretilemeyeceği için ve yoğurt yapılan kap kacak ve ortamda bulaşan mikroorganizmalar nedeni ile alkol fermentasyonu yaparak ekşimektedir. Ambalajlı yoğurtlarda ise kullanılan mayanın saf olması dışında üretim ortamlarında hava filtreden geçmekte ve kontrollü ortamda dolum yapılmaktadır.
Soru: UHT işlemi sonucunda probiyotik yani faydalı bakteriler yok olur mu?
Cevap: Sütteki bakteriler probiyotik (bağırsaklar için yararlı) değildir. Bu nedenle  çiğ süt, pastörize veya UHT sütler probiyotik bakateri kaynağı olarak nitelendirilemez.
Süt genel olarak bir probiyotik ürün olarak değerlendirilmez. Her gıdanın yararlı olduğu etki farklıdır. Süt daha çok insan beslenmesinde büyümeyi ve gelişmeyi artırıcı özelliği ile ve başta da bebek ve çocukların beslenmesinde önem arz eden bir gıdadır. Buradaki özelliği iyi bir hayvansal protein ve kalsiyum kaynağı olmasının yanında bağışıklık sistemini güçlendirmesindendir. Bu etkiyi de probiyotik mikroorganizmalardan sağlamaz.
Probiyotik bakteriler yoğurt, peynir, kefir gibi fermente olmuş ürünlerde bulunur. Çiğ sütler, pastörize sütler ve UHT işleminden geçmiş paketli sütler probiyotik özellik taşımazlar. Probiyotik fayda elde etmek için yoğurt, peynir ya da kefir tüketmek gerekir.



Bir boomads advertorial içeriğidir.


13 Kasım 2015

Pril ile Bursalı Bloggerlar Etkinliği...

Türkiye’nin 1 numaralı bulaşık deterjanı Pril, marka yüzü Açelya Akkoyun ile blogger’ları da buluşturdu. Ankara, Antalya, İstanbul, İzmir, Kayseri ve Trabzon’u ziyaret eden marka, Bursa’da da blogger’lar ile Açelya Akkoyun’u bir araya getirdi. Pril’in yeni ve güzel yüzü Açelya Akkoyun ile Korupark AVM/Bursa, La Luz Brasserie'de tanışma ve sohbet etme fırsatı bulduğumuz etkinlik için Pril Türkiye’ye teşekkür ederiz.

Pril, Türkiye’nin en hamarat hanımını seçti…
Hamarat hanımların bulaşıktaki değişmeyen tercihi Pril’in Türkiye’nin en hamarat hanımını seçmek üzere gerçekleştirdiği yarışma da geçtiğimiz günlerde sonuçlandı. Türk hanımları hamaratlıkta rakip tanımadıklarını bir kez daha kanıtladı. Markanın özel bir araçla ve marka yüzü Açelya Akkoyun ile birlikte Türkiye’nin çeşitli illerinde gerçekleştirdiği yarışmaların finali İstanbul’da yapıldı.
Bursa Korpark'taki yarışmada yoğun bir katılımla gerçekleşti. 
Pril’den çok özel yarışma! Paylaş, kazan, sürpriz hediyeleri kaçırma…
Ülkemizin çeşitli illerini dolaşarak Türkiye’nin en hamarat hanımını seçen Pril, şimdi tüm hanımları sosyal medya üzerinden yürüttüğü yeni yarışmasına katılmaya davet ediyor. Bulaşıkta temizliğin köklü ve yenilikçi markası, @PrilTurkiye resmi Instagram hesabı üzerinden ödüllü bir yarışma gerçekleştiriyor. @PrilTurkiye Instagram hesabını takip edip, fotoğrafını #enhamaratbenim Hashtag’i ile @PrilTurkiye’yi mentionlayarak paylaşanlar, Pril’den sürpriz hediyeler kazanma şansı yakalıyor. 

Pril'i mutfaklarımızdan eksik etmeyelim, sosyal medyada takip etmekten vazgeçmeyelim:)


19 Ekim 2015

Gastro Akademi'de Bir Gün...

Gastro Akademi; endüstriyel mutfak ekipmanları ile yiyecek içecek sektörlerinde hizmet ve yetenek sürdürülebilirliği kavramlarının temellerini sağlamştırmak adına kurulmuş olan bir eğitim mutfağıdır. Kök yapılanmasını Bursa'da tamamlamış olan Gastro Akademi; 25 yılı aşkın süredir gastronomi ve endüstriyel yemek sektöründe otel ve restoran ekipmanları satış, proje taahhüt, satış sonrası yetkili servis destek ağı ile hizmet veren deneyimli bir ekip tarafından koordine edilmektedir.
Aynı zamanda teknik servis bakım, tamir eğitim programları ile sektörde kalifiye ara eleman yetiştirme çözümleri sunmaktadır. 

Akademi Ciddi İş'tir.
Biz hayallerimizi gerçekleştirdik. Şimdi sıra sizinkilerde.
Başarılı insanlar, doğru zamanda doğru karar verebilenlerdir.

Gastro Akademi, yiyecek içecek sektörüne fayda ve farkındalık oluşturmak üzere kurulmuş Bursa'nın ilk ve tek Profesyonel Aşçılık Akademisidir.
Daha fazla bilgiyi www.gastroakademi.com ve
http://www.hakansogutma.com
'dan alabilirsiniz.

Bülent Bey'den görsel şölen:))
Yemek yapmak için ihtiyaç duyulan malzemelerin yanında; mutfak kuralları ile gıdanın püf noktalarını harmanlayarak ruhunuzun mutfak rengini yansıtabileceğiniz, lezzetli sunumlar hazırlayabileceğimiz bir programa katıldık Gastro Akademi'de. 
Bildiğimi zannettiğim ne çok bilmediğim varmış. Hepsini öğrenmeye çalıştım Gastro Akademi'nin neşeli, becerikli şefi Bülent Bey sayesinde. Çok çeşitli eğitimlerin yapıldğı Gastro Akademi'de biz Bursalı Bloggerlar olarak o gün "Et pişirme teknikleri"ni işledik. Ve tabiki görsel şölene dönüşen pişirme aşamalarını, yapılışını gördüğümüz lokum gibi etleri de yedik:) Test ettik onayladık, muhteşemdi:)















Çok keyifli, çok neşeli geçti günümüz:)

















Et pişirme teknikleriyle ilgili öğrendiğim hiçbirşeyi yazmadım farkındaysanız gidip yerinde görmenizi ve verilen eğitimlere bizzat katılmanızı öneririm.

Etkinlik için, çok güzel ağırlanidığımız için, çok iyi pişirilmiş etler için Gastro Akademi ve ekibine çok, çok teşekkürler.

Etkinliğe katılılan uzun zamandan beri göremediğim canım arkadaşlarıma da sevgilerimi gönderiyorum:))

Sizlere de mutlu bir gün ve bir hafta diliyorum...

Sevgiler




29 Eylül 2015

Halatlı Abajur Yaptm, Oldu:)

Ve nihayet, kabus gibi sıcak günleri bitip sonbahara geldik de, bir ayı bile bitirdik:) Havalar nasıl olursa olsun, bizim havamız iyi olsun dedim ve bunaltan havalarda bile birşeyler yaparak oyalandım. Hala aklıma birşeyler geldikçe yapıyorum. Üretmeye devam.

Halatlı Abajur Yapılışı
Hep görür çok beğenirim ama dudak uçuklatan fiyatlarını görünce vazgeçerim urganlı aydınlatmalardan. Nasıl olur, yapabilir miyim, bir denesem derken kendimi nalburda buldum. Biraz mukavemetli tel aldım. Urgan evde vardı. Yıllardır şekilden şekile soktuğum ikea lambasının en sonunda alt kısmınıda kırıp kalan hazır kablo  kısmını kullanacaktım.

do it your self

halatlı aydınlatma

Tel ve kabloyu birlikte tutup, urganı etrafında dolamak ve yapıştırmak suretiyle tamamlıyorsunuz. Daha sonra istediğiniz şekli verebiliyorsunuz. Okulların yeni başlaması sebebiyle markette birsürü kırtasiye malzemeleri vardı, oradan da oluklu mukavva aldım ve urganlı abajura şapka yaptım:) 
Evde yanlız olduğum için yapım aşamalarını fotoğraflayamadım maalesef. Ama anlaşılmayan bir yer yok sanırım, başlayınca devamı geliyor zaten. Malzemeler eksiksiz olsun yeter.

Malum feci yağmur yağıyor ve hava karardı, lambamı yaktım ışıl ışıl.
Tam kitap okuma köşesi:))

* * * * * * * * * * * *

Hatta birkaç hafta önce yine evde olan yüksek ayaklı abajurun metal olan ayak kısmınına urgan dolayıp, alt kısmını da yine nalburdan aldğım köpüğü sıkarak yenilemiştim. Onun şapkasını daha önce ikea'dan almştık. 



Abajurun ilk hali burada yok bile, evrim değiştirdi çünkü:)
O siyah metalin üstüne birkaç tane yumruk büyüklüğünde tatillerde topladığım taşları koyup etrafına köpük sıkıp, şekil verecektim fakat nereden bilebilirdim köpük sıktıkça kabarıp taşlarımı kapatacak:)) Ama şöyle bir avantajı oldu taşların, ağrlık yaptı ve daha sağlam durmasını sağladı. 
Alt tablası sol taraftaki siyah metalden oluşuyordu. Daha sonra ortadaki çömlek vazoyu kullanmıştık. Şimdi de köpüklü olan:))
Daha sonra ne olur bilemem:)


Fotoğraflarda gördüğünüz masa ve sandalyeleri de kendim boyamıştım, buradan bakabilirsiniz. 


Hoşçakalın, sevgiyle ve sağlıkla kalın...


15 Eylül 2015

Bit Pazarı ve Sehpanın Geri Dönüşüm Hikayesi...

Haftasonunda havanın da serin olmasından faydalanarak son zamanlarda müdavimi olduğumuz Bursa Soğanlı Bit Pazarı'nda aldık soluğu. 
En uzun bu pazar dolaşmışızdır, hem hava serindi hem de çok tezgah açılmıştı. İlginç şeyler bulmak mümkün sabırlı olmak gerek sadece. Hiçbirşey almasanız gezmesi bile keyifli, benden söylemesi:)
Öyle bakına, bakına yürürken bu bambu sehpayı gördük. Dikkatli bakınca, ki niye baktığımızı, niye fiyatını sorduğumuzu bilmiyorum. Hiç aklımızda ve ihtiyacımız yokken paraya kıydık, aldık. 2 TL.:))
Nasılsa şekle, şemale sokabilecek malzeme ve insan gücü var;)


kendin yap
Bir yatak odasında...
Bir salonda...
bambu sehpa
Temizlik, zımpara, su bazlı boya ile boyama ve ince urganlarla sarıp sarmaladıktan sonra işte bambu sehpamız böyleyken, böyle birşey oldu. Bir salona getiriyorum, bir yatak odasına götürüyorum. Gezeriz biz bununla artık:) 
Güzel bir kendin yap, do it your self projesi oldu, çabuk bitti. 
Ne yapıyoruz bit pazarından almasakta eskileri atmıyor, değerlendiriyoruz...

Bursalılar veya yakın civarda olanlar, yolu Bursa'dan geçenler "Bursa Soğanlı Bit Pazarı"na gidin, gezin derim. İlginizi çeken birşeyler bulabileceğinizi düşünüyorum. Bulamazsanızda dolaşıp, sonrasında hemen karşısındaki Soğanlı Botanik Parkı'na gidip doğayla başbaşa birkaç saat geçirebilirsiniz.


Keyifli geçsin gününüz...

Bilgilendirme...
İnstagramdaki @nagehanoge olan kullanıcı adımı nihayet @asortik olarak değiştirdim. Bilginiz olsun:) Biliyorsunuz facebookta da asortik...



5 Eylül 2015

Bilgisayar masası, yemek masası oldu...

Yıllar önce bilgisayar masası olarak kullandığımız masa artık yemek masası olarak hizmet ediyor bize:) 
İlk fotoğrafını bulamadım fakat, çekmeceleri falan olan, bildiğiniz ofis masası gibi bir masaydı:)
Marangoza durumu izah edip birkaç yıl önce normal masa yaptırmıştık. İstediğimiz gibi bir masa olmuştu ve benim atölye odamda az işimi görmedi:)

Bıdk ve Boncuk üzerinde poz vermeseler olmazdı:))
Sonrasında minicik bir eviniz oluyorsa herşey şekil değiştirmek zorunda kalabiliyor:)
Eviniz küçükse, dekorasyon konusunda herhangi bir yardım almadıysanız zaman içerisinde çözüm buluyorsunuz bir şekilde. Bunun için biraz zamana ihtiyaç var hepsi bu kadar. 
Artık zaman konusunda herhangi bir problemim yok, emeklilik günlerimi böyle faydalı, evimize katkı sağlayacak şekilde değerlendiriyorum. Ve bu masa artık evimizde yemek masası olarak kullanılacaktı.  


Hemen kolları sıvadım, yıllarca üzerinde boya çizik vs olan masayı zımparalayarak hazırladım ve beyaza boyadım ve sonrasnda turkuaz renge boyadım. Budak aletiyle desen vererek tamamladm. Çok keyifli ve kısacık zamanda tamamlanan bir proje oldu. 

Resim yazısı ekle

Sandalyeler önceleri mutfak masasının beyaz sandalyeleri idi onları da aynı turkuazla boyayarak, bir de vernik atarak ve bir  de kaplayarak masaya uygun hale getirdim.
Ve işte yeni yemek masamız ve sandalyelerimiz kullanıma hazır.

Bir ahşap  boyama, eskiyi değerlendirme ve kısaca do it your self yani diy projesinin daha sonuna geldik, mutlu hafta sonları:))



28 Ağustos 2015

Peştemal aşkına:)

Uzun zaman önce yazılmış, bugün yayına giren yeni yazımla merhaba:))
...

Havalar iyice ısnmaya başlayınca hiçbirşey yapmayıp öylece hareketsiz oturmayı planlıyordum. Zira ne bu sıcak havaya, ne de terlemeye dayanamıyorum. Günlerdir evden dışarı çıkmıyorum, zaruri ihtiyaçlar dışında.



Fakat evde yan gelip yatma dışında birsürü projelerimi de gerçekleştiriyorum, çünkü baktım ki çalışsamda yorgunluk oluyor, boş boş otursamda. Yaptıklarımla ilgili yazı yazıp yayınlamak bile zor geliyor. İlerleyen zamanlara birsürü konu birikti:)) Yine güzel, yine faydalı bilgiler içeren:)
Bu aralar en çok Denizli Concept'in peştemallarıyla haşır neşirim. En çok kullandığınız eşya ne diye sorarsanız Denizli Concept'ten aldığım peştemmaleri gösteririm:)



Sanırım bir süre sonra havlulara veda edip, peştemalli kullanıma geçeceğim. Çünkü kullanımı rahat, az yer kaplıyor, iyi su çekiyor ve çabuk kuruyor. Daha ne olsun:))
İnstagram ve facebook sayfasından takip edebilirsiniz Denizli Concept'i. Ürünlerinden ve hizmetinden çok memnun kaldığımı belirtmek isterim. Gönül rahatlığıyla alışveriş yapabilirsiniz.



Benim Bıdık oğlum da, yazın büyük bir bölümünü banyoda geçirdi, serin, serin.)))


Keyifli geçsin günleriniz...



7 Ağustos 2015

Kapı Boyama After-Before...

Havaların ısınmasıyla birlikte ben de atağa kalktım. Her zaman yaptığım gibi en son yaptğımı yayınlıyorum, paylaşacak çok proje var anlayacağınız. 
Bugünkü konumuz kapı boyama:)


kapı boyama


Kapımız gördüğünüz gibi siyahtı. Yeni taşındığımızda kırmızıya boyamak istedim hangi akla hizmet aldıysam yağlıboyayla:( Gördüğünüz gibi başarılı olamadım ve öylece bıraktım. Yaklaşık 1,5 yıldır böyle dalgalı duruyordu. Bugünlerde elimde boya ve fırçayla dolaştığım için bir anda gözüme takılan kapıya gelmişti sıra. 
DYO Nanoipekmat beyaz boya ile sanırım 8-10 kat boyamşımdır. 
Evet kapıyı beyaz boyamak istiyordum ama bir renk olsun istemiştim ve o da tabiki maviydi. Mavi boyamda vardı hazır. 
Kalıp olarak ne kullanacaktım peki? Yıllardır yüz temizleme süngeri olarak duran fakat kullanmadığım süngerler geldi aklıma, hem de kendinden baklava dilimi. Fazla uğraştırmadan baskı işlemini de tamamladım herhangi bir şablona bağlı kalmadan, çünkü öyle bir hazırlığımda yoktu. 




Kapı süsü olarakta evdeki bütün kozalakları topladım, kurdelelerle birleştirip astım. Hem kapı boyama işim, hem de kap süsü tamamlanmış oldu.
Bu arada bu madalyonun bu yüzü, diğer yüzü hala siyah:)) Ve tabiki siyah olarak kalacak, beyaz olursa çok dikkat çekermiş, sevgili öyle diyor:)

Hepinize mutlu günler dilerim.


9 Temmuz 2015

Bitterli Magnolia Pudingi

Aslında adını Newyork'un meşhur Magnolia Pastanesi yani Manolya Pastanesi'nden alan; Türkçe adıyla Manolya Pudingi olan tatlıdan yola çıkarak yaptım ama kendi tarifimle. 
Benim derdim her zaman çikolatalı, kakaolu ve de daha pratik tarifler olunca kendi tarifimle, muhteşem lezzeti yakaladım:))

puding


3 su bardağı süt, 1 paket bitterli puding, 1/2 kakaolu puding, 1 paket krema ve 1 çay bardağı şekeri sürekli karıştırarak pişirdim. 
1 paket petibör bisküviyi rondodan geçirdim.
Şeftali, kayısı ve kirazları yıkayıp, çekirdeklerini çıkarıp dilimledim. 
Biraz soğuduktan sonra önce biraz puding, biraz ufalanmış bisküvi ve aralara arzuya göre meyveleri de koyarak katları oluşturdum. Hepsi bu kadar:)

Puding


Çilek olmasını çok isterdim fakat bulamadım. Kullandığım meyvelerle de çok güzel oldu.

asortik



Sevgiyle kalın.