23 Şubat 2018

Sandık Yenileme

Yaptığım diy projelerinin çoğunun bir hikayesi vardır mutlaka. 
Bu projenin malzemesi çok değerli, hatıralarla ve yaşanmışlıklarla dolu bir sandık, yaklaşık 150 yıllık. Babaannemin kayınvalidesinin çeyiz sandığı...


Çocukluğumdan beri bizim evimizde bir yerlerde dururdu. Ve rengi yeşil, üzerinde metal süslemeler vardı sanırım, aslında o halini neredeyse unuttum. Çünkü İstanbul'da yaşadığımız yıllarda (1991-1995 yılları) rahmetli babam sandığı beyaza boyamış, hem gezmeye, hem de malzeme almaya gitmişti birkaç kez Karaköy'e. Aldığı pirinç plakalardan orijinaline uygun kalıplar çıkararak kesmiş ve kabara kullanarak yerine takmıştı. Çok uğraştığını hatırlıyorum babacığımın da...


Bu yenilemeden yıllar sonra ben evlenirken bu sandığı da almak istedim ve annem-babam beni kırmayıp verdiler. Yani aynı zamanda benim çeyiz sandığımdı bu:) Yıllardır evimizin bir yerlerinde durur, bazen yatağımızın ayak ucuna koyarım, bazen diğer odada durur, evlendiğimizin ilk yıllarında büyük olan salonumuzda ortada olmasa da güzel bir köşede yerini almıştı.

Hatta şöyle kötü bir anım bile var. Birkaç yıl önce evde dekorasyonda ufak bir değişikliğe kalkıştık eşimle ve sandığı koridora çıkarmıştık, kucağımda eşyalarla yanından geçerken üzerindeki pirinçlerden biri pantolonumu da yırtıp, derimi kaldırmıştı, feci yaralanmıştım. Hatta o zaman yırtılan pantolonuma da bir diy projesiyle tekrar kazanmıştım:)) İlginizi çekerse buradan okuyabilirsiniz. 

İşte sandığın kısaca bu güne kadar ki hikayesi böyle. Uzun zamandır bir ahşap sehpa arayışım vardı, biliyorum çok seçenek var fakat o kadar para vermek istemedim açıkçası. Hep etrafta birşeyler araştırıyordum vs. derken uzun zamandır arka odada duran sandık geldi aklıma. Hem de alacağım hiçbir sehpa bu kadar değerli olamazdı. Amacım orijinal halini bozmadan kullanmaktı fakat pirinçler ve üzerindeki kabaralar kararmıştı. İlk önce evdeki beyaz sprey boyayla pirinçlerde dahil tamamen boyadım üst kapak hariç. Çünkü üst kısmı zımpara yapıp ahşaba ulaşmaktı niyetim. Ve başladım zımparaya, iki gün aralıklarla sürekli zımpara yaptım, parmaklarım kopacak sandım:) Çok yorucu ve pis bir iş aslında. Annem sürekli, kızım ver marangoza onlar yenilesin, bu kadar yorma kendini diye yalvarıyor adeta ama istemedim, "ben yaptım" demek var sonuçta:)) Evet zımpara bitti, bazı yerlerde boyalar kalsa da, çoğu yer gayet güzel oldu, istediğim sonucu verdi. Tam ortada iki tahta arasındaki boşluğu da ahşap dolgu macunu ile doldurdum. Fakat çok soluk görünüyordu cila da istemiyordum, yine evde olan yarı mat sprey verniği bir kerecik çok hafif bir şekilde, bir yerden tekrar geçmeden vernikledim, böylece istediğim ahşap renginide elde etmiş oldum. 
Sonra tekrar gövdeye döndüm, pirinçlerde dahil her tarafını boyamıştım aslında bitmişti ama, o pirinçleri de istemiyordum çünkü hem çok ayak altında olacaktı birimize takılıp veya mia koşarken biryerini keser diyerek, tekrar bir kazaya sebep olmaması için bütün pirinçleri söktüm, dolayısıyla kabaraları da. Şu anda üzerinde gördüğünüz kabaraları sökmek hiç kolay olmadı. Pirinçlerin yerine ne yaparım diye 1-2 gün düşündüm sonra birşey yapmaktan vazgeçtim sadece o kısımları biraz daha fazla zımparaladım, etrafına yaldızlı ahşap kalemiyle kontür atıp yine yerliyerine yeni kabaraları taktım. Birde sandığın altına küçük hareketli tekerleklerden taktım, rahat oldu. 

Sandıkla durduğu yer de bile oynuyorum, dün akşam etrafındaki kontürleri de boyayarak çıkardım. Karar veremiyorum kontürlü mü kalsın, kontürsüz mü, ne dersiniz?

İşte şimdilik durum bu ben uzun uzun anlattım ama işlem sayısı az fakat çok uğraştıran bir iş oldu, değdi mi? Kesinlikle değdi. 
Sandıktan çıkardığım pirinçlerin yerine birşeyler yapma fikrim var hala, çok parlak bir fikir gelirse aklıma uygulayacağım ve sizlerle paylaşacağım tabiki. Farkettiyseniz yanlardan ve arkadan hiç fotoğraf çekmedim:)) Aslına bakarsanız şu anda tamamen biten yeri sadece üstü oldu.


Sağlıkla, mutlulukla, üreterek ve sevgiyle geçsin günleriniz.