Elimde iki tane suni deriden kesilmiş kalpler vardı.
Gönül vermişti, sen birişeyler yaparsın diye.
İşte yaptım.
Kemer delme aletiyle sıra sıra deldim, deri ipler geçirip iki parçayı birleştirdim. Diğer deri parçalardan sap yaptım. Yine deri boncukların ucuna evdeki renkli boncukları geçirdim ve tamamladım.
Aslında geçen yıl yapmıştım, hatta 1-2 kez kullandım.
Bugünde sizler görün istedim:)
Ve işte kalp çantam...
Sevgiyle kalın...
Çanta etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Çanta etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
13 Mayıs 2013
8 Mayıs 2012
O Günlerden, Bu Günlere... Minderden, Çantaya...
Bu çantanın hikayesi uzun yıllar öncesine dayanıyor.
Lise yıllarında el işlerinin sıklıkla yapıldığı bir bölüm okumuştum. "Dekoratif Sanatlar". Bu çalışmamda onlardan biriydi. Konu: Kumaş baskısı.
O zamanlar internetin "i"si yok. Dergilerden, kitaplardan elimizde bulunan bilumum malzemeden faydalanıyoruz. Ben de böyle bir deseni uygun görmüşüm. Yapacağım da yer minderiydi. Öğretmenimiz eşliğinide, sınıf olarak Organize Sanayi Bölgesi'ndeki fabrikalardan birine gittik kalıplar çıkarıldı, baskı yapıldı. Amaç konu işleyip, uygulamaktı.
Baskı bitti, annem de dikti, etrafına yaptığı biritlere urgan geçirip bir tarafta düğüm attık afilli bir minder oldu. Anlattıklarım 1980'lerin başlarında olan mevzu:) Yıllarca o minder oradan oraya sürüklendi. Bizim bitmek tükenmek bilmeyen taşınmalarımız:)) Eşyalarımızın bir kısmının kullanmadığımız evde kalması. Ve zamanla minderimin bir kısmının küflenmesi.
Canım annem sökmüş, yıkamış temizlemiş ve bana verdi. Bu kadarını kurtarabildim diyerek. Bunada şükür :)
Bir süre de öyle bekledi. Hatırası var ya, ne yapacağımı bilemedim:) Bir zamanlar stildirektörü'nde okumuştum, bir Bagie Bag çanta konusu vardı. İşte o konu benim minderden kalan kumaşa uygundu ve ortaya böyle birşey çıktı.
Edi'ye not: Sevgili Edi artık benim de bir Bagie Bag çantam var:)))
Tüm bunların olup bitmesi uzun zamanımı aldı, tıpkı bu yazı gibi uzun:)) Bazen hikayeleştirmeyi seviyorum. Abartı hiçbirşey yok. Yani eksiği var fazlası yok yazdıklarımın.
80'li yılların başında ders konusuydu, şimdi de bloguma konu oldu:) Geri dönüşüm oldu... En önemlisi, baskısından dikişine kadar benim elimden çıkan bir ürün oldu. Ben de mutlu oldum:)
Bir de şöyle minik bir detayımız var, boncuk ve zincir kullanılarak yapılan, görünmezse olmaz:))
Lise yıllarında el işlerinin sıklıkla yapıldığı bir bölüm okumuştum. "Dekoratif Sanatlar". Bu çalışmamda onlardan biriydi. Konu: Kumaş baskısı.
O zamanlar internetin "i"si yok. Dergilerden, kitaplardan elimizde bulunan bilumum malzemeden faydalanıyoruz. Ben de böyle bir deseni uygun görmüşüm. Yapacağım da yer minderiydi. Öğretmenimiz eşliğinide, sınıf olarak Organize Sanayi Bölgesi'ndeki fabrikalardan birine gittik kalıplar çıkarıldı, baskı yapıldı. Amaç konu işleyip, uygulamaktı.
Baskı bitti, annem de dikti, etrafına yaptığı biritlere urgan geçirip bir tarafta düğüm attık afilli bir minder oldu. Anlattıklarım 1980'lerin başlarında olan mevzu:) Yıllarca o minder oradan oraya sürüklendi. Bizim bitmek tükenmek bilmeyen taşınmalarımız:)) Eşyalarımızın bir kısmının kullanmadığımız evde kalması. Ve zamanla minderimin bir kısmının küflenmesi.
Canım annem sökmüş, yıkamış temizlemiş ve bana verdi. Bu kadarını kurtarabildim diyerek. Bunada şükür :)
Bir süre de öyle bekledi. Hatırası var ya, ne yapacağımı bilemedim:) Bir zamanlar stildirektörü'nde okumuştum, bir Bagie Bag çanta konusu vardı. İşte o konu benim minderden kalan kumaşa uygundu ve ortaya böyle birşey çıktı.
Edi'ye not: Sevgili Edi artık benim de bir Bagie Bag çantam var:)))
üzerine tıklayıp büyük halini görebilirsiniz... |
Tüm bunların olup bitmesi uzun zamanımı aldı, tıpkı bu yazı gibi uzun:)) Bazen hikayeleştirmeyi seviyorum. Abartı hiçbirşey yok. Yani eksiği var fazlası yok yazdıklarımın.
80'li yılların başında ders konusuydu, şimdi de bloguma konu oldu:) Geri dönüşüm oldu... En önemlisi, baskısından dikişine kadar benim elimden çıkan bir ürün oldu. Ben de mutlu oldum:)
Bir de şöyle minik bir detayımız var, boncuk ve zincir kullanılarak yapılan, görünmezse olmaz:))
Bu da çantanın içi, cebinide diktim.
Çantanın tamamı elle dikilmiştir:) % 100 el işçiliği var bu çantada:)
Sevgiyle kalın...
11 Kasım 2011
Yazlık Çantam
Kalder'in düzenlediği bir seminerde vermişlerdi, içi broşür, kitap, kalem vs. doluydu.
Bu şekilde kullanmak yerine, ben de ufak tefek dokunuşlarla bu hale getirdim.
Hem de annemin verdiği oyaları değerlendirmiş oldum.
Mudo'dan da aynı renk espadril almıştım güzel ikili oldular, severek kulladım.
Yayınlamak neredeyse kış ortasına kaldı:)
27 Temmuz 2011
Keçe Çantam
Eveeeeet ve nihayet görücüye çıkıyor çantam. Bitireli herhalde 2 ay falan olmuştur. Anca yayına hazırlayabildim, tembelmiyim, neyim:))
Evdeki malzemeleri görünce bunlar bitene kadar hiçbirşey almak yok diyordum ilk başlarda. Birsürü, kumaş, dantel, oya, boncuk, deri ip, fisto, v.s.
Keçeden de birşeyler yapmak istiyordum ama tuttum kendimi, almadım.
Benim canım annem "kızım, uğradığım dükkanda iki renk kalmıştı, onlarıda ben aldım. Benden önce giden bayan ne var ne yoksa hepsini almış:)) ben de şimdilik kalan iki taneyi aldım. Bir sonraki çarşıya çıktığımda değişik renklerini alırım diyerek kırmızı ve yeşil keçeyi verdi. Ah benim sevgili annecim, canım annecim. Diyebilirsiniz ne var yani anne gitmiş kızına keçe almış, ama O yetmişli yaşlarını süren bir anne, çok genç değil maalesef:(
O kadar mutlu oluyor ki birşeyler yaptığımı görünce. Bende yaptıklarımı gösterirken tabiki. O beni şımartıyor, ben de bir şımarıyorum, bir şımarıyorum görmeyin gitsin:)) Zaten serde bir şımarıklık var, sözkonusu kişi anne olunca tavan yapıyor:))
Yine konu gitti nerelere... Hemen toparlayalım:)
Artık iki renk keçem vardı gidip birkaç renkte ben aldım ve daha önceden evde olan hakiki keçeden bir çanta yapmaya başladım. Bulaştım keçe işine yani:)Deliklerini delmek için babamdan kemer delgeçini de aldım. İşte böyle birşey çıktı ortaya. Çantanın saplarını bir tarafı ince, bir tarafı kalın kestim, orijinal birşey olsun istedim, oldu:) Kullanışlı olur mu diye düşündüm ama, düşünmeye gerek yokmuş, gayet kullanışlı oldu. İçine astar bile yaptım, görüldüğü üzere elle diktim, astarına cep bile yaptım. Daha ne olsun:))
Sonra silikon tabancam yoktu, onu da hemen aldım ve yuvarlak keçeleri silikonla yapıştırdım.
Yaptım ve keyifle kullanıyorum.
Çantanın çekimlerini daha farklı yapmak isterdim ama fırsatım olmadı. Dış mekan çekimi isterdim mesela. Neyse...
Keçe çantamın hikayesi de böyle birşey işte...
Çantası koluna, herkes yoluna:))
Umarım herkes çok beğenir ve yorum yapar:)))
Evdeki malzemeleri görünce bunlar bitene kadar hiçbirşey almak yok diyordum ilk başlarda. Birsürü, kumaş, dantel, oya, boncuk, deri ip, fisto, v.s.
Keçeden de birşeyler yapmak istiyordum ama tuttum kendimi, almadım.
Benim canım annem "kızım, uğradığım dükkanda iki renk kalmıştı, onlarıda ben aldım. Benden önce giden bayan ne var ne yoksa hepsini almış:)) ben de şimdilik kalan iki taneyi aldım. Bir sonraki çarşıya çıktığımda değişik renklerini alırım diyerek kırmızı ve yeşil keçeyi verdi. Ah benim sevgili annecim, canım annecim. Diyebilirsiniz ne var yani anne gitmiş kızına keçe almış, ama O yetmişli yaşlarını süren bir anne, çok genç değil maalesef:(
O kadar mutlu oluyor ki birşeyler yaptığımı görünce. Bende yaptıklarımı gösterirken tabiki. O beni şımartıyor, ben de bir şımarıyorum, bir şımarıyorum görmeyin gitsin:)) Zaten serde bir şımarıklık var, sözkonusu kişi anne olunca tavan yapıyor:))
Yine konu gitti nerelere... Hemen toparlayalım:)
Artık iki renk keçem vardı gidip birkaç renkte ben aldım ve daha önceden evde olan hakiki keçeden bir çanta yapmaya başladım. Bulaştım keçe işine yani:)Deliklerini delmek için babamdan kemer delgeçini de aldım. İşte böyle birşey çıktı ortaya. Çantanın saplarını bir tarafı ince, bir tarafı kalın kestim, orijinal birşey olsun istedim, oldu:) Kullanışlı olur mu diye düşündüm ama, düşünmeye gerek yokmuş, gayet kullanışlı oldu. İçine astar bile yaptım, görüldüğü üzere elle diktim, astarına cep bile yaptım. Daha ne olsun:))
Sonra silikon tabancam yoktu, onu da hemen aldım ve yuvarlak keçeleri silikonla yapıştırdım.
Yaptım ve keyifle kullanıyorum.
Çantanın çekimlerini daha farklı yapmak isterdim ama fırsatım olmadı. Dış mekan çekimi isterdim mesela. Neyse...
Keçe çantamın hikayesi de böyle birşey işte...
Çantası koluna, herkes yoluna:))
Umarım herkes çok beğenir ve yorum yapar:)))
15 Nisan 2010
'Bodrum Pantolonu"mdan Çanta
Pantolonum adı 'Bodrum Pantolonu'ydu. Yıllar önce tatile gittiğimde almıştım, çok severek kullanmıştım. Ketendi ama buruşmuyordu, dolayısıyla sık sık ütülemek zorunda kalmıyordum, tam benlik:)) Giyilemeyecek duruma gelince atmaya da kıyamadım (çöpçü müyüm neyim???) saklıyordum. Ama iyiki de atmamışım, harika bir çanta yaptım. Çok kullanışlı, geçen yaz severek ve de gururla kulandım, kendim yapmıştım çünkü:))) Bu yıl da kullanacağım tabiki...
O zaman blogum falan yoktu, bütün arkadaşlarıma "benim marifetlerim" diye mail atıyordum:))
O zaman blogum falan yoktu, bütün arkadaşlarıma "benim marifetlerim" diye mail atıyordum:))
Önündeki cebi pantolonun orijinal cebiydi, dantel, kurdele ve oya vardı ıvır zıvır kutumda:)) Herşeyini elle dikmiştim, anneme gidip makineyle astarını diktim, astarına bile cep yapabildim. Şu gördüğünüz çantaya kimsenin eli değmedi, makine işi dahil herşeyini kendim yaptım. Çok mutlu ve de gururluyum:)) Çok ta şımarık:)))
Yine her zamanki gibi, saplarını tutturduğum halkalar (ki onlarda çok ucuzdu zaten) dışında 5 kuruş harcamadan yaptığım çantam, huzurlarınızda...
Yine her zamanki gibi, saplarını tutturduğum halkalar (ki onlarda çok ucuzdu zaten) dışında 5 kuruş harcamadan yaptığım çantam, huzurlarınızda...
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)