Hediye almayı severim, vermeyi de.
Sevgili arkadaşımı karşımda görünce elinde paketlerle şaşırdım, hem de çok mutlu oldum. Eşime ve bana Mudo'dan (ambalajından gördüm:))) çok güzel kupalar almış, kapaklı.
Benimki yeşil olan, eşimi zor ikna ettik yeşilinin benim kupam olduğuyla ilgili. 'Ama Asortik yeşili seviyor diye O'na yeşil aldım' diyor Hasibe, eşim 'ama ben de seviyorum yeşili' diyor. Son anda kıyamadı 'iyi, hadi tamam tamam yeşili senin olsun dedi de, zaten en başından beri benimki yeşil olandı:))
Biz kupalara sevinirken, bir paket daha uzattı. Bir baktım şirin, süslü, taşlı, asortik anahtarlık çıktı içinden. Teşekkürler, benim zarif arkadaşım.
Biz daha kupalara ve anahtarlığın sevincini yaşarken, bir sonraki akşam, yine zil çaldı, yine kapıda Hasibe ve kızı İpek'le bu sefer. İpek'in elinde, kendi elleriyle süslediğini söylediği bir paket daha. Kapıdan sadece hediyeyi vermek üzere uğradıklarını, yürüyüşe çıktıklarını söyleyerek teslim ettiler. Büyük bir keyifle açtık ve içinden iki kişilik çok güzel bir tepsi çıktı. (Ambalajda kullanılan saplı kalbi de değerlendirdim ve cam mumluğu renkli kokulu taşlarla doldurup arasına yerleştirdim.)
Bizi çok mutlu ettin "Sevgili Hasibe", senin de mutluluğun hep daim olsun inşallah, sevdiklerinle beraber. Canım arkadaşım benim.
İyi ki varsın sen... (Son cümle hediyelerden sonra oluşmadı:))