Keçe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Keçe etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

7 Ağustos 2012

Keçe Baykuşlar & Ahşap Panolar & Blog Buluşması



Hafta sonunda uzun zamandır hep görüp yapmak istediğim bay-bayan baykuş çalışmam var. x-madam yapmıştı. Yapmak istediğimi söyleyince "yap ama benimkinden güzel olmasın lütfen" demişti:)) Kararı kendisine bırakıyorum, büyük jüri:))) İdare eder değil mi?:)))

Mıknatıslı sevimli baykuşlar buzdolabının üstündeki yerini aldı bile:)




Bir önceki yayınımda bahsettiğim satılan ahşap panolar işte bunlardı:) Kurdele, ahşap renkli yıldız, kelebek, şifon kumaş, fiyonk, sutaşı kullanarak yapmıştım. Bu malzemeleri kullanmaktan vazgeçemiyorum:)
Satış yapmamdaki katkılarından dolayı Mekan Tasarım sahibi, arkadaşım Gönül'e sonsuz teşekkürler...











BURSALI BLOGGERLAR İFTARDA BULUŞUYOR...

Bugün Sevimli Tatlar'dan aldığım bir mailde Bursalı Bloggerlar olarak bir iftar yemeği organizasyonu önerisi geldi. Maili olmayan arkadaşlar var, buradan duyurmuş olalım. Gelişmeler, yer, mekan ve tarih belirlenmesi  için sevimlitatlar@gmail.com'a mail  gönderebilirler. Oradan yazışmalara devam edilebilir. Duyanlar duymalanlara iletsin lütfen:)Yoğun katılımlı bir organizasyon olur umarım. 

Herkese mutlu günler diliyorum.

29 Haziran 2012

Üçü bir arada...

Bir süre önce yapmıştım, ancak paylaşabiliyorum bu çalışmalarımı. Ben çok sevdim bu keçe kuş evini de, keçe evi de. Yine yapmak istiyorum ama ne zaman olur bilemem. 


İlk çalışmam olan kuş evini ruşenya'nın blogunda görmüştüm, ahşaptan yapmıştı. Benim ahşap kuşevim yoktu, keçeden yapabilirdim. Ve yaptım:) Çok sevdim ben bunu:) 




İkinci çalışmam olan bu keçe evinin de kumaş olanını görmüştüm Mehtap'ta.
Tabi ben değişik yaptım aynısı da olmasın:) O kadar güzelini yapamazdım zaten:) Benden bu kadar:)




benekli saksılara devam:))




Üçüncü çalışmam daha önce de yaptığım mor ve benek saksımın, sarı ve benek olanı:))
Ve bu benim benekli saksımın ikinci serisi oluyor. 
Minik konserve kutusunu boyadım ve benekler yaptım, yine kapağına dantel kullanarak saksı altlığı yaptım, bir öncekinde yaptığım gibi... 




İkisi bir arada:)) Ben en iyisi bunları beşi bir yerde yapayım, daha değerli olsun:)))


****
İnternetten de alışveriş yapabileceğiniz ve güzel ürünleri olan arkadaşımın sayfasını ziyaret etmeyi de ihmal etmeyin olur mu?? :) 


http://mekantasarim.net/shop/

Herkese çok güzel, mutlu, neşeli bir hafta sonu diliyorum.





19 Nisan 2012

Asortik Kuşlarım

İşler yine çok yoğun. Yorgun dönüyorum eve. Ama eve gidince herşeyi unutuyorum tekrar işimin başına gidene kadar:) Akşamları evdeysem eğer kendime yapacak birşeyler buluyorum mutlaka. Hemen koşuyorum hobi odama. Benim bir türlü toparlanmayan odama. Yerleştirip, düzenleyip çok kısa sürede dağıtmayı başardığım odama:) Ben mi dağınık biriyim yoksa düzenli çalışmayı mı beceremiyorum, anlamadım. 
Aklıma kuş yapmak vardı epeydir. Keçelerimi almıştım bir zamanlar nedense kullanmaya kıyamıyorum, sanki biterse bir daha alınamazmış gibi:) Keçenin yanısıra birde evde çokça boncuk v.s. var. Bir zamanlar ablamla beraber takı yapmak istemiştik kendimize. Ama o kadar çok malzeme almışız ki sanki ticaretini yapıyoruz işin:) İnciler, rengarenk, çeşit çeşit boncuklar, deri ipler, küpe aparatları aklınıza ne gelirse. Tabi takı sevdamız bitince elimizde kaldı malzemeler. Yaptığım işlerde kullanıyorum bu inci-boncukları:) Kuşlarda da kullandım tabiki.
Şimdi bunlar bereket kuşu oldu mu? Bereket kuşu olması için kaç tane olması gerekiyor? Neden onların adı bereket kuşu? Onu da bilemiyorum. Umarım bereketli olurlar ama ben onlara "Asortik Kuşlar" adını verdim:). Topluca isimleri asortik kuşlar ama, ben her birine yeğenlerimin isimlerini vermeyi düşünüyorum. Aslında yedi tane yeğenim var. Bir de çocukları olan yeğenlerimi de düşünürsem asla yetmez:( Bunlara bir kısmının ismini vereyim daha sonra yapacaklarımada diğerlerinin isimlerini veririm artık ne yapayım, bunun içinde üzmeyeyim tatlı canımı:) 
Şu hayatta herşeyin bir ismi var da benim yaptığım işlerin isimleri neden olmasın? Bu konuyu da sonuçlandırdım şimdi kuşlarımla başbaşa bırakayım sizleri:)
Bakalım en çok hangi kuş güzel olmuş, yorum yaparsanız fikir sahibi olurum ben de:)


İrem

Kıvanç

Yağmur

Anıl

Cihan

Herkesin kuşlar kadar özgür olmasını dilerim:)

16 Nisan 2012

İstanbul'daydım...

Geçen hafta sonu İstanbul'daydım. Gezdim, tozdum, fotoğraf çektim, balığımı yedim, üstüne bir de kapanmadan İnci Pastanesi'nin profiterolünü yedim. Kilometrelerce yol yürüdüm. Canım arkadaşım, dostum, kardeşim Şenay'a uğradım ve geldim:)

İhtişamının bir bölümüyle Sultanahmet Camii... Papatyaları gördüm ya, tamamdır bahar gelmiş dedim:)

Cumartesi günü ailece çıktık. Sultanahmet ve civarında biraz dolaşıp fotoğraf çektik, minik 1-2 alışveriş yaptım:) Alışveriş araya sıkıştırılmazsa olmaz:)

Bilekliğim, görünen kaşıklardan biri benim:) Görünmeyen yaka iğnem var bir de:) Ve Çemberlitaş...


Epey dolaştıktan sonra yemeke vakti. Galata köprüsünün bitimindeki balık pazarının yanında salaş bir balıkçı, hemen deniz kenarında. Daha önce de gitmiştik ve ben orasını çok sevmiştim. Yine orada balıklarımızı yedik. Hemen yanıbaşımızda duran martıları doyurduk:) Bol bol fotoğraflarını çektik.  Şehiriçi vapur hatlarını, gelen geçen kayıkları ve güzel bir İstanbul manzarası seyrettik.





Bizim tempoya ayak uyduramayan aile fertleri eve döndüler:)
Artık gitmek istemiyorum, çok kalabalık dediğim İstiklal Caddesi'ne doğru yürümeye başladık. Karnım tok, yollar dik bayır biraz zor oldu ama oldu, tempoyu bozmadan yürüdük. Bir durursam bir daha hareket edemeyebilirim:))






İstiklal Caddesi'ne gelmek isteme nedenim kapanmadan İnci Pastanesi'nin profiterolünü yemek. Yıllarca İstanbul'da yaşadığım, çok uzun yıllardır gidip gelmeme, hep önünden geçmeme rağmen girip yememiştim. Kalabalıktı, insanlar ayakta yiyorlardı tatlılarını:) Biz bir masa bulmuştuk. Oturdum muhteşem bir tat hayal ederek başladım yemeye. En azınıdan İnci Pastanesi'nde profiterol yemedim demeyeceğim ama, orada yediğim profiterolden çok daha güzelini, çok daha lezzetlisini yemiştim. İlgi çeken nedir anlamadım, sadece uzun yıllardır hizmet veriyor olması mı? Başka yerde şubesi olmaması mı? Bilemedim. 
İçeride yer olmadığı için tabağını alıp dükkanın önünde bile yiyenler vardı:))
Tatlımıda yedim, yürümeye devam. Taksim Meydanı'na kadar çıktık. Polis Haftası nedeniyle bir sergi açılmış. Girdik. Tüm emniyet birimlerinin operasyonlarda kullandığı alet-edavat, kılık-kıyafet sergileniyordu.
Eve Taksim'den bir otobüse binip gidebilecektik. Cem 'trenle gidelim" deyince Taksim Meydanı'ndan Eminönü/Sirkeci Garı'na yürümeye başladık. O kalabalıkta aynı yolu tekrar yürüyoruz:) Sık sık müzik yapan gurupları görüyoruz. Hele bir gurup vardı ki rastalı saçlı çılgın birkaç genç. Saçlarına bayıldım, hemen yaptırmak istedim:)) Ama çok güzellerdi, serseri şeyler:))






Epeyce yürüdükten sonra bir çay molası için yer bulamadık. Galata Kulesi'nin orada bir yer var, daha önce gitmiştik. Oturacak yer yok!
Hava kararmıştı. Galata Köprüsü'nde durup gece fotoğrafı çekelim dedik ama yanımızda tripot yok, köprünün demirlerine koyarak birşeyler çekmeye  çalıştık:)




Ve nihayet trendeyiz ve bir süre sonra evde. 
Günün özeti, güzel yürüyüş oldu. Uzun zamandır bu kadar uzun yürümemiştim:)
Pazar günü canım Şenay'ıma uğrayalım diye yola çıktık. 6 km'lik yolu 2 saatte gidince. Acaba deniz otobüsüne yetişebilicekmiyiz telaşı başladı:) 
Gezilir, görülür, keyif alınır ama sanırım yaşanmaz. Ben yaşayamam güzel İstanbul...
Gitmeden önce anneme (kayınvalideme) anahtarlık ve Can'a (eşimin kardeşi) yeni aldığı arabasına küçücük bir süs/nazarlık ne denirse artık işte ondan yaptım:)




Bu karede de annemin evde yarattığı hoşluklar ve benim hoşuma giden objeler:)) 
Vazodaki kumaş çiçekler dışında olanları annem ojeyle boyamış geri dönüşüm eseri.
Yağlıboya tabloyu annem yapmıştı. Bize de yapacaktı ama!!! :)
Durak tabelası montajı gibi güzel saat.
Annemin içindeki çocuğun ölmediğinin göstergesi oyuncak bebek:))
Ve yaza hazırlık, babamın anneme aldığı burada yayınlayamadığım bir sürü çiçek.







Herkese güzel bir hafta diliyorum.

30 Aralık 2011

2012 Takvimi & Kumbara

Sevgili Yağmur'un benimde çok sevdiğim arkadaşı için istediği 2012 takvimi ve bir de kumbara çalıştım keyifle. Daha geniş bir zamanda daha güzel şeyler yapmak isterdim ama vakit kısıtlı yoğunluktan. Ama ben takvimi de, kumbarayı da çok sevdim, çok beğendim. Umarım sizler de beğenirsiniz.
Bu 12 aydan ve her ayı farklı zemin renginde çalışılan takvim. Birde üst kapak çalıştım, yeni yıl kutlaması yazılı. Bu spirallendi tabiki böyle tek tek verilmedi:))

Her günü ayrı güzellikte geçecek,
sağlıklı, başarılı, mutlu bir yıl diliyorum bu cici takvimin sahibine:))


Bu da kumbara...

Yağmurla beraber yaptık, çok eğlendik yaparken...
Boyadık, yapıştırdık... Boncuk, keçe, resim, ip herşeyi kullandık keyifle...


İlk bereket parası Yağmur'dan, devamı bizden...


lütfen okla işaretli yerden paraları içeri atınız:))))))


Dolup dolup taşmasını diliyorum bu kumbaranın:))
Yeni yıl bereketli olur umarım herkes için ve kumbaranın sahibi için:)

İyi günlerde kullanman dileğiyle, sevgiler...




15 Aralık 2011

Keçe Çan

Yeniyıl yaklaşırken malum işler çok yoğun oluyor. Akşamları dinlenmek adına küçücük birşeyler yapmaya çalışıyorum, iyi geliyor. Bu yaptığımda çan da onlardan biri. Yazın kurumuş dalları boyamıştım, Dallarımı süslüyorlar alttaki çan ve geçen akşam yaptığım bu güzellik:))


Daha önce yaptığım keçe işlerim çantamdekoratif ve bu da dekoratif:))


Bu arada hafta sonunda bir etkinliğimiz var Bursalı Bloggerlar olarak, acaba oraya katılabilecek miyim, yetiştirebilicek miyim? Şimdiden dert aldı beni, gidemezsem çok üzülürüm:(
İyi bakın kendinize... Yorumlarınızı bekliyorum:)










13 Aralık 2011

Keçeden Nal

Çok yoğunum ve de yorgun. Geçen akşam dinlenmek amacıyla uğraşırken böyle bir güzellik çıktı ortaya, mutlu oldum:)) Her iki tarafı da farklı yeşil...







21 Eylül 2011

Kalp Kalbe Karşı Derler

Yoğun ve yorgun bir dönemden sonra nihayet uğrayabildim bloguma.
Çok nadir zamanlarda kimler neler yapmış diye bir bakıp, bazılarınada yorumlar bırakarak ayrıldım sessizce.
Bir-iki gündür biraz rahatlar gibi oldum, umarım böyle devam eder, çünkü çok yoruldum. Bi de bu arada ev taşınma meselesi vardı, o işi de hallettik. Tam değil ama çoğu yerleşti sayılır.
Yeni hiçbirşey yok, epey bi zaman arşivden bulup yayınlarım artık yaptıklarımı:))
Ramazanda yapıp, bayramda da hediye ettiğim, keçeden ve herbirini farklı materyallerle süsleyerek hazırladığım kalplerimi yayınlayayım. Blog sıkıcı olmaktan çıksın:) Renk gelsin biraz...



Bana kalan kalp...








Güzel günler diliyorum herkese...

27 Temmuz 2011

Keçe Çantam

Eveeeeet ve nihayet görücüye çıkıyor çantam. Bitireli herhalde 2 ay falan olmuştur. Anca yayına hazırlayabildim, tembelmiyim, neyim:))
Evdeki malzemeleri görünce bunlar bitene kadar hiçbirşey almak yok diyordum ilk başlarda. Birsürü, kumaş, dantel, oya, boncuk, deri ip, fisto, v.s. 
Keçeden de birşeyler yapmak istiyordum ama tuttum kendimi, almadım.
Benim canım annem "kızım, uğradığım dükkanda iki renk kalmıştı, onlarıda ben aldım. Benden önce giden bayan ne var ne yoksa hepsini almış:)) ben de şimdilik kalan iki taneyi aldım. Bir sonraki çarşıya çıktığımda değişik renklerini alırım diyerek kırmızı ve yeşil keçeyi verdi. Ah benim sevgili annecim, canım annecim. Diyebilirsiniz ne var yani anne gitmiş kızına keçe almış, ama O yetmişli yaşlarını süren bir anne, çok genç değil maalesef:(
O kadar mutlu oluyor ki birşeyler yaptığımı görünce. Bende yaptıklarımı gösterirken tabiki. O beni şımartıyor, ben de bir şımarıyorum, bir şımarıyorum görmeyin gitsin:)) Zaten serde bir şımarıklık var, sözkonusu kişi anne olunca tavan yapıyor:))
Yine konu gitti nerelere... Hemen toparlayalım:)

Artık iki renk keçem vardı gidip birkaç renkte ben aldım ve daha önceden evde olan hakiki keçeden bir çanta yapmaya başladım. Bulaştım keçe işine yani:)Deliklerini delmek için babamdan kemer delgeçini de aldım. İşte böyle birşey çıktı ortaya. Çantanın saplarını bir tarafı ince, bir tarafı kalın kestim, orijinal birşey olsun istedim, oldu:) Kullanışlı olur mu diye düşündüm ama, düşünmeye gerek yokmuş, gayet kullanışlı oldu. İçine astar bile yaptım, görüldüğü üzere elle diktim, astarına cep bile yaptım. Daha ne olsun:))
Sonra silikon tabancam yoktu, onu da hemen aldım ve yuvarlak keçeleri silikonla yapıştırdım.
Yaptım ve keyifle kullanıyorum. 
Çantanın çekimlerini daha farklı yapmak isterdim ama fırsatım olmadı. Dış mekan çekimi isterdim mesela. Neyse...
Keçe çantamın hikayesi de böyle birşey işte...





Çantası koluna, herkes yoluna:))




Umarım herkes çok beğenir ve yorum yapar:)))