Before-After etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster
Before-After etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

15 Ocak 2015

Banyo Boyama/Bathroom Paint - Before/After (DIY)

Uzun bir aradan sonra merhaba:)

Banyoyla ilgili birşeyler yapmaya karar verdiğim sıralarda gördüm sahildekiev'in mutfak fayanslarını boyadığını. Hemen seramik, renk, desen arayışını bırakıp boyamaya karar verdim. Evimizi aldığımızda el değmeyen tek yer banyoydu. Maalesef tüm karoları pembe idi.  Maalesef diyorum çünkü tercih ettiğim bir renk değil. İdare ediyordum bir yılı aşkın süredir. Ama herşeyini kendim yapacağımı hiç düşünmemiştim:))




Hemen boyalar alındı ve usulüne uygun şekilde önce kapatıcı, sonra da boya işlemi başladı. 
Boyaları alırken beyaz istediğimi söyleyince, beyaz olmasın, bence biraz kırık beyaz olsun, krem gibi birşey verelim daha güzel durur dedi satıcı. Hiç içime sinmeyerek aldım geldim. Boyamaya başladım, bir beyaza bakıyorum, bir de boyadığımız renge. Hiç içime sinmedi boyadığımız renk bildiğimiz bej rengi. Vardır bir bildiği diyerek ikinci katıda boyadıktan sonra, yaptığıma pişman olmamak için gittim beyaz boya aldım. Tekrar iki kat daha boyadık. Yani 4 kat boyanmış oldu satıcının gereksiz ısrarı yüzünden. Ama ona bile kızamıyorum, olsun benim istediğim oldu bembeyaz oldu:) 



Boya bitmeye yakın icatlar çıkarttım ben, lavaboyu, tezgahı yenilemeye de karar verdim. Başlamışken herşeyi yenilemek istedim. Tezgah için ahşap tercih ediyordum, arayıp bulmak ve marangoz tarafından hazırlanması epey vakit aldı. Lavabo, batarya, ayna derken herşeyiyle tek tek ilgilenmek gerekti. Böyle olunca süre uzadı, süre uzadıkça yoruldum, sıkıldım, hiç pişman olmadım ama. Şimdi çok mutluyum. Sonuç beni ziyadesiyle mutlu etti. Herşeye elim değdi, en güzeli bu oldu.


 Yerlere ne yapabilim diye düşünüyordum ki internetteki araştırmalarım sonucu zemine de boya uygulandığını gördüm. Yine aynı boyalarla zemini de boyadım. Beğendiğim desenden şablon oluşturdum ve sprey boya ile zemini renklendirdim ve desenlendirdim:) Duşakabinin içine yine strafordan oluşturtuğum şablonla tek tek baskı yapmak suretiyle desen yaptım. Eski yemek odası konsolunun aynasını götürdüm istediğim ölçüde kestirdim ve istediğim gibi yaptım. Sonrasında tezgah ve raflar takıldı. Süpürgelikleri ölçüsünü alıp kestirmiştim. Onları da kuvvetli yapıştırıcı ile yapıştırdım.




Önceden banyoda duran çamaşır makinesinide kaldırdım. Hep istediğim gibi ardiyeyi çamaşır odası yaptım. Orası da düzenlenecek.



Tabiki duşakabinin içini de boyadıım ve desen yaptım:)))
Bıdık oğlum mankenlik yaptı gönüllü olarak:))

Ve işte banyo yeni haliyle kullanıma hazır.

Kullanışlı mı, memnum muyum?? Hangi boya ve malzemeleri kullandım? Bunlarla ilgili yazıyı daha sonra yazayım. Farkettim hiç o konuya girmemişim:))

Detaylar için lütfen tıklayınız...

Keyifli ve mutlu geçsin günleriniz...





30 Ekim 2014

Ahşap Sandalye Boyama

Ablam, her zaman uzun ve bakımlı tırnaklarına sarı ojelerini sürdüğü, sarı-yeşil desenli elbisesini ve yüksek dolgu topuklu sarı ayakkabılarını giydiği gün, evet sanırım o gün bir an önce büyümek, tırnaklarımı uzatıp, oje sürmek istemiştim.
Çünkü o günü hala daha dün gibi hatırlarım. Nasıl etkilendiysem artık bilemiyorum:)) Oysa her zaman bakımlı ve gayet şık giyinirdi. Farklı herşeye ilgi duyuşum küçük yaşlarıma dayanıyor demek ki.

Yıllar geçipte büyüdüğüm ve iş hayatına ilk başladığım zamanlarda hiç üşenmem, abartısız her gün ojelerimi silip yenisini sürerdim. Tırnaklarım tabiki hep uzun. O zamanlar en büyük üzüntümü tırnağım kırıldığı zaman yaşardım. Ne güzel bir üzüntü değil mi??
Bir gün aklıma ablamın sarı ojeleri geldi. 80'li yılların ortaları, Bursa'da neredeyse sormadığım kozmetik dükkanı kalmadı. Sarı oje var mı? diye sorduğumda tuhaf tuhaf yüzüme bakıyorlardı. Bir kozmetikçi araştırayım uğrayın, geldiyse alırsınız dedi ve gerçekten birkaç gün sonra bulmuştu, mutlu olmuştum. Kullandığım dönemlerde çok ilgi görmüştü, çünkü kullanan kimse yoktu. En azından benim çevremde. Çok sükse yapmıştım çok:)) 
Sarı oje sevgim hiç bitmedi, hala severek kullanıyorum.

Sarıyı sanırım boya işlerinde kullanmayı seviyorum. Ortaya bu sonuç çıktı, bugünlerde herşeyi sarıya boyamama bakarsak eğer:) 
Bugünlerde dekorasyona da sıçradı bu sarı sevdam. Ahşap büfe boyama işimi anlatmıştım burada
Madem dolap beyaz oldu, bari camları sarılı olsun istedim ve oldu. Büfenin cam boyamasıyla ilgili bilgiye de buradan ulaşabilirsiniz.
Camları tamamladım bir çerçeve değerlendirmek istedim ve onu yaparken bir yastık derken bir sarı sevdadır aldı başını gidiyor. 

Ve en son işte bu sandalyeyi boyadım.
Sandalye küçük ablamlarda terkedilmiş olarak duruyordu. 

Bizde yeniden hayat buldu:))








Sandalyeyi boyayıp instagramda paylaştığımda canım yeğenim yağmur'la şöyle bir yazışma yaşandı aramızda:))

Sandalyenin ikincisi de var almayı düşündüğüm, verirler mi sizce?? :))

Güzel ve mutlu geçsin günleriniz.




13 Ekim 2014

Kahveden-Beyaza... Büfe Boyama

Sizler için küçük olabilir ama benim için büyük bir projeyle karşınızdayım:)
6 yılda, 5. ve kendi evimize taşınırken evin ufak olması sebebiyle yemek odası, yatak odası ve kullanmayacağımız eşyalarımızı bırakmıştık. Bıraktık derken oturduğumuz apartmandaki bodruma koyduk. Aynı sitede başka bir bloğa taşınıyorduk. Birçok eşya gibi sevdiğim parçalar da orada kaldı, benim aklım da onlarda. Konsol, Büfe (gümüşlük), yemek masa ve sandalyeleri, gardrop hariç yatak odası takımı. Zaman içerisinde birçoğunu ihtiyacı olanlara vererek eşyaları azalttık. 
Büfeyi teklif ettiğim herkes istiyor fakat yerleri olmadığını, belki daha sonra alabileceklerini söylüyorlardı. İyiki de yerleri yokmuş:)) 
Bir dolap eksikliğini farkedince hemen aklıma düştü büfe.
Evet o büfeyi değerlendirebilirdim evde. İhtiyacımı karşılayacak büyüklükte ve güzellikte. Boyama sebebim, güzelliğe, güzellik katmak istedim sadece, hepsi bu.
Hani derler ya, kırmızı olsun üç kuruş fazla olsun. Benim için de beyaz aynen öyle:)
O zaman işe koyulmak lazım. Zımpara, boya, fırça ve rulo fırçamı alarak gittim diğer apartmanın bodrum katına. 
Zımpara işlemi bitti ve her tarafını nemli bir bezle silerek temizledim, boya işlemine hazır hale getirdim. 
Ve ilk kat boyasını attım. İlk kat boyasını attıktan sonra babamın rahatsızlığı, vefatı, tatil, çekilmez sıcaklar derken neredeyse 3 ay sonra gidip ikinci kat boyasını attım.  İkinci kat boyadan sonra anladım ki camlarını çıkarmam gerekiyordu. Bir sonraki boyamaya giderken yanımda gerekli malzemeleri götürdüm. Bana göre gereksiz sayıda takılan çivileri söktüm. İşim biraz daha kolaylaşmıştı. Ama yine de çok kolay olmuyordu. Her yere rulo girmiyor, fırça kullanıyorum. Avucumun içi su toplamıştı fırça kullanırken:) 
Sonra üçüncü kat... Sonra dördüncü kat derken sona yaklaşmıştım. 


Adım, adım ilerliyorum:)


Büfeyi, büfe olarak değil de, dolap olarak kullanacağım için camlarını kapatmayı düşünüyordum. Bir yandan dolabı boyarken, camları eve getirip 3 farklı çalışma yaptım. Hiçbirini beğenmeyip finali bu şekilde yaptım, nihayet:)



Son olarak büfeyi de eve getirince geriye camları yerlerine takmak dışında, yapacak birşey kalmamıştı. Şimdilik içine hobi malzemelerimi yerleştirdim. İstersem salona alırım, istersem yatak odasına alırım, istersem burada bırakırım. Biz gezeriz bununla artık.

Evet biraz uzun ve zorlu bir süreçti fakat herşeye değdi. Sonuçtan çok memnunum. 




Büfeye vernik atmadım. Kim bilir, belki birgün, başka bir renge boyamak isteyebilirim:)

Kullandığım malzemeler: 
Zımpara
"Polisan matrix lux x1 anti aging kokusuz parlak" boya
Rulo Fırça
Normal fırça

Malzeme değil ama çokça insan gücüne ihtiyaç var, bunu da unutmamak lazım:)

Bir önden, bir de yandan görüntüsü böyle. Dağınıklık için kusura bakmayın lütfen. Taşınma esnasında çektiğim bir fotoğraftı.


Beni mutlu eden bir projenin daha sonuna geldik,
hepinize güzel birgün, mutlu bir hafta diliyorum:)







29 Kasım 2013

Ahşap Konsol Boyama...

Fazla ara vermeyeceğim demiştim. Sözümü yerine getirmek isterim:))
Herkes iyi ve keyifler yerindedir umarım. Sağlıklı, mutlu günleriniz olsun her daim...


Bir önceki yayında bahsetmiştim bayram tatili için istanbul'a gittiğimizde bol bol boyama yaptığımı. Boyanan iki parça ama, büyük parça:)) Dışarı çıkacağız hemen koşup bir kat boya atıyorum. Eve geliyoruz hemen ikinci katı atıyorum. Üç, dört derken böyle gezme tozma aralarında boyadım gitti:)) Önceki yayında ayakkabı dolabıydı. Gözatmak isterseniz şuraya bir tık:))

Şimdi sıradaki gelsin: Konsol 
(tv dolabıydı, ama hiç o amaç için kullanılmadı)

Bol bol fotoğraf var yapım aşamalarına ait. Yine şöyle karşıdan düzgün bir öncesi fotoğrafı yok maalesef. Balkonda başlamıştım boyamaya, sonra biryerlere sığamayınca apartmanın girişinde geniş bir alan var. Orada tamamladım boyamalarımı:)

Ahşap boyama yapım aşamaları: 
Ayakkabı dolabını iyice zımpara yaptık.
Astar boya ile bir kat boyadım. 
Sonrasında sanırım 3-4 kat "Polisan matrıx lux x1 anti aging kokusuz parlak" boya ile boyadım. 







Önüm-arkam, sağım-solum sobe. Pardon mobilya:))))



 







 Bu da bitti:))



Ve geceyarısı tamamen kuruyan mobilya yerine alınır, kapakları ve kulpları takılır, yerine konur:)) Ev bayrama beyaz beyaz girdi:))
En güzel günlerde kullansınlar. 







Herkese kucak dolusu sevgiler, 
iyi hafta sonları...



21 Kasım 2013

Ayakkabı Dolabı Boyandı, Beyaz Oldu...

Uzun bir aradan sonra yine ben:)
Yoğunluklar, yorgunluklar, hastalıklar derken uzun zaman oldu buralara uğramayalı. Facebook, pinterest, çok yeni instagram derken anladım ki blogumun yerini hiçbirşey tutmuyor:)) Gecikmelide olsa burada olmaktan keyif alıyorum. Paylaşacak çok şey var ama zaman yok. Sağlık olsun diyorum...

Ufak tefek boyama işlerim çıraklık, bu çalışmalarımı ise kalfalık olarak değerlendiriyorum:)) Dilerim ustalık çalışmalarımı da görürüz

Nihayet tüm cesaretimi topladım ve yemek odamın konsolunu boyamaya başladım. Henüz bitmemiştiki bayram tatili için İstanbul'a gittiğimde kayınvalidemin ayakkabı dolabını ve konsolunu boyadım. 
Bugünkü konumuz ayakkabı dolabı:))
Heyecandan öncesi fotoğrafını çekememiştim. Mobilya rengi kahverengi idi. Çok keyifli bir çalışma oldu. Güzel günlerde kullansınlar. 








Ahşap boyama yapım aşamaları: 
Ayakkabı dolabını iyice zımpara yaptık.
Astar boya ile bir kat boyadım. 
Sonrasında sanırım 3-4 kat "Polisan matrıx lux x1 anti aging kokusuz parlak" boya ile boyadım. 




Bazı yerlerine eskitme yaptım, onun için özel bir işlem uygulamadım. Mobilya koyu renk olduğu için istediğim yerleri zımpara yaptım eskitme oldu.
Kulplarını değiştirmeyi düşünüyorduk fakat, eski kulpları beyaz dolapta çok daha güzel durdu, bu şekilde kullanılıyor. Ben de güzel bir iş çıkarmanın mutluluğunu yaşıyorum:)


















Henüz vernik atmadım. 
İkea'da satılan balmumu verniği duymuştum. Daha sonra yayınlayacağım yemek odası takımımın konsolunu boyadım İkea'nın balmumu verniği ile vernikledim, sonuç çok kötü. Verniklediğim yerler sapsarı oldu. Tekrar zımpara yapıp boyayıp vernikleyeceğim. 
Mobilya verniği konusunda öneriniz varsa belirtirseniz sevinirim. Daha önceleri yaptığım ufak tefek eşyaları sprey vernikle vernikliyordum sonuç gayet iyiydi. Ama büyük bir mobilyayı evin içinde bu şekilde verniklemem mümkün değil. 
Vernik konusunda önerilerinizi bekliyorum. 
İstanbul'da boyadığı bu ayakkabı dolabı ve daha sonra yayınlayacağım ufak bir konsol verniklenmeyi bekliyor:)
Değerli bilgilerinizi benimle paylaşırsanız sevinirim.
Şimdiden teşekkürler.

Artık "instagram"dan da takip edebilirsiniz:)
nagehanoge


Kucak dolusu sevgiler...

24 Eylül 2013

Neşe Getirdim Size:)

Evet neşe getirdim ama onun öncesinde bu uzun aranın sebebini kısaca anlatmak gerek değil mi?? 
Çok yoğun, eğlenceli, koşuşturmacalı, telaşlı, üzüntülü günlerdi yaşadıklarımız. Eğlenceli kısmı tatildi, onun dışında koşuşturmaca, ev taşınma sürecinde yaşandı ve hala devam ediyor yerleşme çabalarım. 
Üzüntülü kısmı ise dörtbuçuk yıldır hastalığıyla mücadele eden ve sonunda yenik düşen kayınpederemin vefatıydı. Mekanı cennet olsun, nur içinde yatsın. Allah rahmet eylesin...
Bu telaş içerisinde işlerin yoğunluğunuda katarsak, hala yıkılmadım, ayaktayım diyebiliyorum çok şükür. 
Sağlık olsun herşey oluyor bir şekilde. 



Birkaç ay önce elektrik süpürgemin bozulan hortumu için yenisi almıştım. Eskisini atacağım anda "bundan birşey yapabilirim" diye içimden geçirdim. İlk aklıma gelen şey kapı süsü çemberi oldu. 



Çok kısa sürede oldu, bitti. Başka birşey için hazırladığım fakat birleştirmediğim keçe kuşlar, biraz kumaş, silikon, bant kullandığım malzemelerdi. 
Neşeli bir kapı süsü oldu:)

Sevgiyle ve sağlıkla kalın...




24 Temmuz 2013

Transfer Tekniği ve Beyaz Sehpa...

Kendimi bildim bileli evimizde vardı bu sepha. Hatta iki tane idi. Kullanılanılan koltukların takımıydı. 
Yıllar içerisinde kullanılmamaya başlayınca eskilerin hatırasına sehpayı aldım annemlerden, evime getirdim. Bir süre bu şekilde durdu, sırasını bekledi. Sonra beyaza boyadım. Uzunca bir süre de o şekilde kaldı. Birkaç hafta önce son şeklini verdim transfer tekniği uygulayarak.
Transfer tekniği hakkında bilgi için buraya tıklamanız yeterli.



Retro tarzına uygun bir çalışma oldu.



Benim için güzel bir DIY (kendin yap) projesi oldu.



Çok sevdim bu halini de... Çok asortik olmamış mı? :))



Son zamanlarda yaptığım işlere imzamı atıyorum. Transferde bunu yapmak mümkün ve benim çok hoşuma gidiyor:)




Sağlıklı, mutlu, neşeli günleriniz olsun...




16 Temmuz 2013

Transfer Tekniği Çay Tepsisi...

Hep görüp imrenerek baktığım transfer çalışmalarına başladım uzun bir süre önce. Ahşap, kumaş, metal her türlü objeye denedim. Ufak tefek sorunlar dışında gayet başarılı oldu. Daha iyisini yapabilmek için çalışmalarım ve araştırmalarım devam edecek tabiki. Ama mevsim yaz, biraz enerjim düştü, biraz da zaman bulamıyorum. 




Transfer yapabilmek için birsürü desen, resim bulabilme imkanı varken en hoşuma giden tarafı desenleri kendim oluşturuyor olmam. Çok daha keyifli oluyor. Tamamen bize özel oluyor. 







Bu tepsi bildiğimiz çelik tepsilerden. Annemin çok uzun yıllar önce aldığını hatırlıyorum, fakat benim kullanmaya başlamam birkaç yıl oldu. Kullandığım da söylenemez aslında, öylece duruyordu. Annem aldı diye gözden de çıkaramıyordum. Bugün iyikide çıkaramamışım diyorum. 


Before-After

Benzer bir tepsiyi de transfer ve çatlatma tekniklerini bir arada uygulayarak yaptığımız tepsiydi. Onada şuradan bakabilirsiniz. 






Tepside, transfer ve mumla eskitme uygulamaları yaptım.





Gerekli malzemeler: 
Transfer tutkalı
Beyaz, siyah akrilik boya
Fırçalar
Obje
Vernik (mat)
Uygulanacak desen

Transfer tekniği uygulaması: 
Öncelikle kullandığım deseni çalıştım tamamen kendime özel:))
Sizler bulduğunuz resimlerden faydalanabilirsiniz.
Tepsinin kenarlarını ve içini bir kat siyah boyadım. 
Kenarlarına biraz daha yoğun mum sürerek beyaza boyadım (birkaç kat). 
Kuruduktan sonra zımparaladım, kenarlarını da ortasını da. 
Desen bulunduktan sonra tersten çıkış alınıyor çünkü resim içe gelecek şekilde her yerine fırça ile transfer tutkalı sürülüp uygulanacak yere yapıştırılıyor. (tersten çıkış alma önemli bir konu, tutkalı resim olan yüzeye sürülüyor!).
Hava kabarcığı kalamayacak şekilde temiz bir bezle bastırarak fakat kağıda da zarar vermeden içten dışa doğru objeye yapıştırılıyor. Her tarafının objeye değmesi gerekiyor ki resim objeye geçsin.
Yaklaşık 24 saat sonra süngerle veya bir bezle ıslatılarak elle sürmek suretiyle kağıt çıkarılır, üzerinde hiç parça kalmayacak şekilde. 
Desen objeye sabitlenmiştir çoktan:)
Kuruduktan sonra sprey vernikle vernikleniyor. 
Ben mat vernik kullandım. 

Umarım yardımcı olabilmişimdir. 

Sağlıklı, mutlu, keyifli, neşeli günleriniz olsun:))



4 Mart 2013

Cam Çaydanlık DIY (Kendin Yap)

Ablamın çaydanlığıydı. Her gördüğümde hoşuma giderdi zarif duruşu. 
Balkonda gördüğümde sordum "neden burada"diye. 
Kırılmış uç kısmı. 
Atacaktım sen geldin aklıma. Birşey yapacaksan al, yoksa atacağım, ben atmazsam Yağmur atacak dedi. Yağmur, ablamın kızı, sevgili yeğenim benim.
Hemen aldım. 




Birkaç aydır duruyordu. Ne yapayım, nasıl yapayım diye düşünürken ben, çaydanlık sırasını bekliyordu. Hobi odama almıştım yıkayıp temizleyip. Gözümün önünde olsun diye. Geçen akşam başka birşeyle meşgulken birden aklıma geldi ne yapacağım ve görüldüğü üzere, çok sevdiğim puantiyelerle ve olmazsa olmaz dantellerle süsleyip, kırık uç kısmını,  silikonla doldurdum. sonrada doğal rafya ile sararak kapladım. Uçlarına da boncuklar takarak tamamladım. İçi boş olup durmasın diye de şeker kavanozu olarak kullanmaya başladım. 


Hem işlevsel, hem şirin oldu:)) 

Hepinize güzel bir hafta diliyorum. 
Sevgilerimi gönderiyorum...


16 Şubat 2013

Manevi Değeri Çok Yüksek...

Annemlerdeydi bu etajer. "Annecim ben bunu alıp boyasam olur mu acaba" deyince, "elbette boyayabilirsin, hatta burada boya, bitince alıp götürürsün" dedi. 



Boyalarımı, fırçalarımı, gerekli tüm malzemeleri aldım gittim, zımparaladım birazcık. Birazcık yanlız, gerçekten çok sıkıcıymış. İçim gıcıklandı, tüylerim diken diken oldu. Hiç sevmem birşeyleri birbirine sürtmeyi. Onun için zımparalama faslını kısa kestim:)) Boyama kısmı daha eğlenceliydi.



Metal saplarının bazı kısımları paslanmıştı. Onları pas sökücüyle temizleyip orijinal haliyle kullanmayı düşünüyordum fakat pas sökücü de işe yaramadı. Ben de tümünü kırmızıya boyadım. Böyle daha güzel olduğunu düşünüyorum:)



Boyarken ablamda yardım etmişti. Hatta birinci katı ve çekmecelerin beyazlarını sürdükten sonra, hafta arası annemlere gidip ikinci katı sürmüş:) Yardımlarından dolayı teşekkür ederim Sabiş'im.

Manevi değeri yüksek bir eşya oldu benim için... Paha biçilmez hatta...
Dört buçuk yıl oldu, canım abimi kaybedeli. Onu çok özlüyorum, çok. Tarifi imkansız.
İnsan bir an olsun unutmaz mı? Unutmuyor... Gülüyorsunuz, eğleniyorsunuz, üzülüyorsunuz kısaca hayatı devam ettiriyorsunuz elbette ama her an aklınızda. 

Blogumu görseydi, tüm bunları yaptığımı görseydi çok mutlu olurdu.
İlk evlendiklerinde kullandıkları yatak odası takımının bir parçasıydı bu etajer. 
O sebeptendir ki manevi değeri çok yüksek bu etajerin...
Allah rahmet eylesin. Mekanın cennet olsun canım abim benim... 



Herkese güzel bir hafta sonu diliyorum.
Sevgiyle kalın...



18 Temmuz 2012

POŞET KUTUSU (DIY projesi)

Hiç istemediğim halde bazen birsürü poşet birikiyor. Pazardan değil marketten alışveriş yapıyoruz. Gerçi pazarlarda da durum farklı değil. Kesekağıdı olmadığı için maalesef her aldığım sebzeyi poşetlere koymak zorunda kalıyorum. Bir büyük alışveriş torbasının içinden birkaç tane poşet çıkmasını engelleyemiyorum:(
Alışveriş yaptığımız marketin poşetlerinin üzerinde şöyle bir ibare var. 
Bu poşet doğada bakterilerin, nemin, ışığın ve oksijenin etkisiyle 24 saat içerisinde biyolojik olarak kaybolur.


Umarım gerçekten öyledir.
Birkaç gün önce haberlerde izledim, 2014 yılının başından itibaren kesekağıdına geçilecekmiş. Bu poşet yığınından kurtulacağımız günleri bekliyorum. Çünkü istediğiniz kadar özen gösterin eve o poşetlerin girmesini engelleyemiyorsunuz ya da ben engelleyemiyorum. Kesekağıdı&file ikilisini özledim ben:)


Bu kadar poşet muhabbeti ve yığınından sonra ortaya çıkan poşet kutusu. Yeterki poşetlerden kurtulalım, ben bu kutuyu başka bir amaçla yine kullanabilirim:)


Birkaç hafta önce yapıp bitirdiğim bir DIY (kendin yap) projesi bu. İşyerinde kullandığımız lazer yazıcının kartuş kutuları atılmamış duruyordu. 


Öncesi-sonrası yaptım:)



Bir tanesini aldım ve birçok kişinin ahşap objelerden yaptığı poşetliği ben bu karton kutu ile yapmaya karar verdim. Üstündeki yazıların bir kısmını önce zımparayla çıkardım, sonra beyaza boyadım. 


Bir o yandan...

Bir bu yandan...


Bir önden yoyolarım:)


Daha sonrada beğendiğim dekupaj resimleri ölçüsüne göre bilgisayarda tasarımını yaptım. Dekupaj tutkalıyla yapıştırdım. Yine danteller, puantiyeler ve bir süre önce yapıp yapıp kenara koyduğum yoyolarla  süsledim. Ve koydum mutfağıma. 

Bu da kapağında kullandığım yoyo... Bunun kumaşını çok sevdim, annemden aldım bundan sonraki birçok çalışmamda kullanabileceğim kadar çok var:))





Kutunun yanları için dekupaj resimlerinden tasarım yapmıştım, orijinal boyutlarıyla paylaşıyorum, umarım birilerinin işine yarar. 

Herkese mutlu, sağlıklı günler diliyorum.