22 Ekim 2013

Burma Tatlı Yiyelim, Tatlı Konuşalım...

Uzun bir aradan ve yine uzun bir tatilden sonra yine buralardayım.
Bayram tatilimize İstanbul'da başladık. Kayınvalidemle ne tatlı yapacağımıza karar vermemiz uzun sürmedi. Burma tatlı yapacaktık. Ama hazır yufkadan. Yufta açabileceğimi hiç sanmıyorum, hele o kadar ince zar gibi yufkayı hiç açamam. Hazır baklavalık yufkalardan aldık bir paket. Gerekli diğer malzemeleri de aldık ve yaptık. Çok basit ve keyifliydi. Çok lezzetliydi aynı zamanda. İlk deneyimim başarılıydı, acemi şansı sanırım:)




Burma Tatlı Malzemeleri:
1 paket hazır baklava yufkası (pakette 24 adet yufka vardı)
250 gr tereyağı
1 bardak sıvı yağ
1 paket ceviz
1 paket fındık

Burma Tatlı Şerbeti İçin:
2 bardak su
2 su bardağı şeker
Birkaç damla limon suyu

Burma Tatlı Hazırlanışı:
Önce şerbet hazırlanır (Şeker ve su kaynatılır, ocaktan almadan limon suyu ilave edilip çok az daha kaynatılır ve iyice soğutulur). 

Tereyağı eritilir, sıvıyağ ilave edilir. 
Baklava yufkasının biri tezgaha serilir üzerine yağ karışımı sürülür.

İkinci yufka üstüne konur ve üstüne yağ karışımı sürülür ve çekilmiş ceviz&fındık karışımı serpilir
 dikdörtgen yufkanın kısa tarafından başlanılarak oklavaya sarılır.
 
Oklavanın üzerinde yufka rulo halini aldığında sağ ve sol elimizle ortaya doğru sıkıştırmak suretiyle büzdürüyoruz ve oklavadan çıkarıp yağlı kağıt serilmiş tepsiye dizilir.
Bu şekilde sarma işlemi de bittikten sonra istenilen büyüklükte kesilir ve üstüne kalan yağ karışımı dökülüp 180 ˚C ısıtılmış fırında üzeri kızarıncaya kadar pişirilir.

Fırından çıkarıp 5-10 dk. dinlendirip, sıcak tatlının üzerine, soğumuş şerbeti döküp afiyetle yemeye ve yedirmeye başlamak için bir süre beklemelisiniz:)
Bekleme süresinde üstünü kapatmayın!
Afiyet şeker olsun...




Beyaz sürprizlerim olacak kısa süre sonra. İzlemeye devam edin:)))



Kucak dolusu sevgiler herkese.




3 Ekim 2013

Gelecek için #duruyoruz...


Yıl 2012

... Fotoğraf sanatçısı Cumhur Aygün, binlerce  insanın aktif  katılımı ile gerçekleşecek bir Atatürk portresinin havadan yapılacak çekimleri ile sıradan anma törenlerinin çok dışında, kişilere gönüllü katılacakları, törenin başrollerini paylaşacakları, birimden bütüne tam da Atanın ilkeleri gibi katılımcılığı destekleyecek bir proje hayal etti" ve bu hayalini gerçekleştirdi. 


Başta Cumhur Aygün ve ekibi, Konak belediyesi ve İzmir halkı güne ve amaca öylesine hakkını  verdi ki; tüm Türkiye gururlanarak, onurlanarak ve imrenerek etkinliği izledi.

Bir fikrin hayata geçebilmesi için, güçlerin birliğinin nasıl önem arzettiği bir kez daha kanıtlandı.


Türkiye’de ilkler gerçekleş(ecek)ti.
GigaPan tekniği yüzlerce yüksek çözünürlükteki fotoğrafın birleştirilerek tek bir fotoğraf elde edilebiliyor. Bu teknoloji ile Türkiye’de ilk kez binlerce insanın yüksek çözünürlükteki fotoğrafı tek bir kare içerisinde yer alabilecek"ti ve proje gerçekleşti.

2012 yılındaki bu etkinliğin detayları için http://www.izindeyiz.net/



Ve Yıl 2013...
#duruyoruz...

Sadece durabilmek için heyecanlanır mı insan? Ben çok heyecanlıyım. Dün akşam eşim, ablam ve yeğenlerimle programımızı yaptık bile 29 Ekim 2013, Salı günü için. 
Sizde bu heyecanı yaşamak ve kırılacak rekorda payınız olsun istiyorsanız yolunuzu Bursa'ya düşürün. Böyle bir etkinlikte olabilmek gurur verici.
















                                                          Neden?
Kimlerle?
Nasıl?
ve 
Nerede?
sorularınız için



Görüşmek üzere...





24 Eylül 2013

Neşe Getirdim Size:)

Evet neşe getirdim ama onun öncesinde bu uzun aranın sebebini kısaca anlatmak gerek değil mi?? 
Çok yoğun, eğlenceli, koşuşturmacalı, telaşlı, üzüntülü günlerdi yaşadıklarımız. Eğlenceli kısmı tatildi, onun dışında koşuşturmaca, ev taşınma sürecinde yaşandı ve hala devam ediyor yerleşme çabalarım. 
Üzüntülü kısmı ise dörtbuçuk yıldır hastalığıyla mücadele eden ve sonunda yenik düşen kayınpederemin vefatıydı. Mekanı cennet olsun, nur içinde yatsın. Allah rahmet eylesin...
Bu telaş içerisinde işlerin yoğunluğunuda katarsak, hala yıkılmadım, ayaktayım diyebiliyorum çok şükür. 
Sağlık olsun herşey oluyor bir şekilde. 



Birkaç ay önce elektrik süpürgemin bozulan hortumu için yenisi almıştım. Eskisini atacağım anda "bundan birşey yapabilirim" diye içimden geçirdim. İlk aklıma gelen şey kapı süsü çemberi oldu. 



Çok kısa sürede oldu, bitti. Başka birşey için hazırladığım fakat birleştirmediğim keçe kuşlar, biraz kumaş, silikon, bant kullandığım malzemelerdi. 
Neşeli bir kapı süsü oldu:)

Sevgiyle ve sağlıkla kalın...




23 Ağustos 2013

Dekupaj Desenleri -2-

Uzun bir aradan sonra iyi dileklerimi bırakıp kaçıyorum.

Cup cake seviyor ve ahşap boyamaya ilgi duyuyorsanız bunlar sizin için. 




Ahşap boyama ile ilgilenmeyenler için hafta sonu kartları olsun:)















Mutlu geçsin günleriniz, sevgiyle kalın...

24 Temmuz 2013

Transfer Tekniği ve Beyaz Sehpa...

Kendimi bildim bileli evimizde vardı bu sepha. Hatta iki tane idi. Kullanılanılan koltukların takımıydı. 
Yıllar içerisinde kullanılmamaya başlayınca eskilerin hatırasına sehpayı aldım annemlerden, evime getirdim. Bir süre bu şekilde durdu, sırasını bekledi. Sonra beyaza boyadım. Uzunca bir süre de o şekilde kaldı. Birkaç hafta önce son şeklini verdim transfer tekniği uygulayarak.
Transfer tekniği hakkında bilgi için buraya tıklamanız yeterli.



Retro tarzına uygun bir çalışma oldu.



Benim için güzel bir DIY (kendin yap) projesi oldu.



Çok sevdim bu halini de... Çok asortik olmamış mı? :))



Son zamanlarda yaptığım işlere imzamı atıyorum. Transferde bunu yapmak mümkün ve benim çok hoşuma gidiyor:)




Sağlıklı, mutlu, neşeli günleriniz olsun...




16 Temmuz 2013

Transfer Tekniği Çay Tepsisi...

Hep görüp imrenerek baktığım transfer çalışmalarına başladım uzun bir süre önce. Ahşap, kumaş, metal her türlü objeye denedim. Ufak tefek sorunlar dışında gayet başarılı oldu. Daha iyisini yapabilmek için çalışmalarım ve araştırmalarım devam edecek tabiki. Ama mevsim yaz, biraz enerjim düştü, biraz da zaman bulamıyorum. 




Transfer yapabilmek için birsürü desen, resim bulabilme imkanı varken en hoşuma giden tarafı desenleri kendim oluşturuyor olmam. Çok daha keyifli oluyor. Tamamen bize özel oluyor. 







Bu tepsi bildiğimiz çelik tepsilerden. Annemin çok uzun yıllar önce aldığını hatırlıyorum, fakat benim kullanmaya başlamam birkaç yıl oldu. Kullandığım da söylenemez aslında, öylece duruyordu. Annem aldı diye gözden de çıkaramıyordum. Bugün iyikide çıkaramamışım diyorum. 


Before-After

Benzer bir tepsiyi de transfer ve çatlatma tekniklerini bir arada uygulayarak yaptığımız tepsiydi. Onada şuradan bakabilirsiniz. 






Tepside, transfer ve mumla eskitme uygulamaları yaptım.





Gerekli malzemeler: 
Transfer tutkalı
Beyaz, siyah akrilik boya
Fırçalar
Obje
Vernik (mat)
Uygulanacak desen

Transfer tekniği uygulaması: 
Öncelikle kullandığım deseni çalıştım tamamen kendime özel:))
Sizler bulduğunuz resimlerden faydalanabilirsiniz.
Tepsinin kenarlarını ve içini bir kat siyah boyadım. 
Kenarlarına biraz daha yoğun mum sürerek beyaza boyadım (birkaç kat). 
Kuruduktan sonra zımparaladım, kenarlarını da ortasını da. 
Desen bulunduktan sonra tersten çıkış alınıyor çünkü resim içe gelecek şekilde her yerine fırça ile transfer tutkalı sürülüp uygulanacak yere yapıştırılıyor. (tersten çıkış alma önemli bir konu, tutkalı resim olan yüzeye sürülüyor!).
Hava kabarcığı kalamayacak şekilde temiz bir bezle bastırarak fakat kağıda da zarar vermeden içten dışa doğru objeye yapıştırılıyor. Her tarafının objeye değmesi gerekiyor ki resim objeye geçsin.
Yaklaşık 24 saat sonra süngerle veya bir bezle ıslatılarak elle sürmek suretiyle kağıt çıkarılır, üzerinde hiç parça kalmayacak şekilde. 
Desen objeye sabitlenmiştir çoktan:)
Kuruduktan sonra sprey vernikle vernikleniyor. 
Ben mat vernik kullandım. 

Umarım yardımcı olabilmişimdir. 

Sağlıklı, mutlu, keyifli, neşeli günleriniz olsun:))



28 Haziran 2013

Uyanma Saati -1-

Ne kadar uzun zaman oldu sizlerden ayrı. 
Bu kadar uzun ara vermemin haklı nedenleri vardı elbette.
Dolayısıyla canım hiçbirşey yapmak istemedi. 
"Herşey güzel olacak" diyerek merhaba diyorum hepinize. 


Uyama saati diyerek silkelendim ve hepimizin, yaparsak kendimiz için iyi olur düşüncesiyle bu siteyle tanışmanızı, bu duyarlılığa ortak olmanızı istedim. 




Uyanma Saati Nasıl Yürüyor??

Merhaba Duyarlı İnsan!

Uyanma Saati’ni yapan bir grup, bir lider ya da dernek vs. yok.
Olay tamamen insanların videoları izleyip, başkalarına da izletmesiyle yürüyor.
Fikri beğenen, “Aa ben de böyle düşünüyordum!” diyen herkes işin bir ucundan tutuyor.
Bu yüzden sitedeki bilgiler ve videolar hoşunuza giderse lütfen çevrenize anlatın, izletin.
Arkadaşlarınıza, komşularınıza toplu film gösterimleri yapabilirsiniz.
Posterleri bastırıp iş yerinize, evinize, okulunuza, kursunuza asabilirsiniz.
Bu sitede bir “yetkili”den falan izin almanız gerekmiyor :)
Dünyanın neresinde olursanız olun, siz de etrafınızı uyandırabilirsiniz.
Uyuyanları Uyandırmak İçin Harekete Geçen Herkes Birer “Uyandırma Zili”dir!
Teşekkürler!

——————

Uyanma Saati Geldi…

Neden bu kadar çok çalıştığımızı, bu kadar çok tükettiğimizi,
neden sürekli “büyümeliyiz” ifadelerinin kullanıldığını biliyor musunuz?
Doğal kaynakları da, kendi hayatlarımızı da tüketen
günümüz ekonomi sistemini, acilen herkese anlatmak gerekiyor.
Çünkü milliyet, din, ırk, mezhebi ne olursa olsun
HEPİMİZİN ORTAK NOKTASI DÜNYA YAŞAMI.
Uyanma Saati’ne hoş geldiniz.
İyi seyirler…

---------------------------------------------
Detayları ve videoları izlemek için
---------------------------------------------


Daima uyanık kalacağınız bir hayat ve 
güzel bir hafta sonu diliyorum...



Sevgiyle kalın.




22 Mayıs 2013

Ahşap Kaşıklık & Ahşap Pano

İstanbul havası aldığım, güzel, hareketli ve eğlenceli bir haftasonundan sonra yine yoğun iş temposu başladı. Bir yandan da düşünüyorum birşeyler yayınlamayı, yazacak çok şey var ama zaman yok... Bugünlük bunu yazmayı başarabildim.

Sevgili Nilgün Komar'la çapraz bir hafta sonu geçirdik. Öyle olmasaydı keyifli birkaç saat geçirebilirdik. Aynı zamanda bir Bursalı İstanbul'a, bir İstanbullu'da Bursa'ya gider mi hiç?? İşte bizim çapraz yolculuğumuz böyle oldu:) Dilerim bir dahaki sefere aynı şehirde buluşabiliriz:)

Bugünkü çalışmamı daha önce bahsettiğim Ece Aymer Craft Hause Bursa Şubesi'nde düzenlenen seminerde uygulamalı olarak çalıştığım, üzerinde çok kişinin emeği olan ahşap çanta. 
Çantanın ön yüzeyine "bez yuvarlama" tekniği uygulandı. Zeminde güzel bir etkisi oluyor. 

Bez yuvarlama tekniği: 
Zemin boyanıp kuruması beklenir.
Farklı bir renkle tüm yüzeyi boyayıp kurumasını beklemeden hemen bir bez (temiz bir pamuklu bez, atlet vb) elde gelişigüzel topak yapılır ve boyanın üzerinde yuvarlayarak gezdirilerek uygulanır.
Umarım anlatabilmişimdir. 
İlgi duyanlar Ece Aymer'in seminerlerine katılıp daha değişik teknikler öğrenebilirler. Keşke buna zamanım olsa, seminer değil uzun soluklu kursuna gitsem. Ne güzel olurdu.
Bursa'da bu işe gönül verenlerin gideceği adres:
Ece Aymer Craft Hause Bursa Şubesi
sahibi Nagehan Zeydanlı Aka.




Emeği geçenler; 
bizzat Ece Aymer'in kendisi, 
Ece Aymer Craft Hause Bursa Şubesi sahibi Nagehan Zeydanlı Aka, 
Deniz Koçaker ve 
Her Telden Evryting blogunun sahibi sevgili Gülsüm:)))) 
Herbirine ayrı ayrı teşekkür ediyorum. 
Elinize emeğinize sağlık. 

Yardımlardan sonra evde kalan ufak tefek eksikleri tamamladım ve kullanıma hazır:)




Elimde kalan fazla bir çıkışla da ahşap panosunu yaptım. 




Panoda hamur kabartma yok sadece. Ama ahşap panonun kenarlarını doğal rafyayı silikonla yapıştırarak doladım, değişik oldu. Hem de takım oldular. Ben sevdim:))




Kalın sağlıcakla...