6 yılda, 5. ve kendi evimize taşınırken evin ufak olması sebebiyle yemek odası, yatak odası ve kullanmayacağımız eşyalarımızı bırakmıştık. Bıraktık derken oturduğumuz apartmandaki bodruma koyduk. Aynı sitede başka bir bloğa taşınıyorduk. Birçok eşya gibi sevdiğim parçalar da orada kaldı, benim aklım da onlarda. Konsol, Büfe (gümüşlük), yemek masa ve sandalyeleri, gardrop hariç yatak odası takımı. Zaman içerisinde birçoğunu ihtiyacı olanlara vererek eşyaları azalttık.
Büfeyi, büfe olarak değil de, dolap olarak kullanacağım için camlarını kapatmayı düşünüyordum. Bir yandan dolabı boyarken, camları eve getirip 3 farklı çalışma yaptım. Hiçbirini beğenmeyip finali bu şekilde yaptım, nihayet:)
Son olarak büfeyi de eve getirince geriye camları yerlerine takmak dışında, yapacak birşey kalmamıştı. Şimdilik içine hobi malzemelerimi yerleştirdim. İstersem salona alırım, istersem yatak odasına alırım, istersem burada bırakırım. Biz gezeriz bununla artık.
Evet biraz uzun ve zorlu bir süreçti fakat herşeye değdi. Sonuçtan çok memnunum.
Büfeyi teklif ettiğim herkes istiyor fakat yerleri olmadığını, belki daha sonra alabileceklerini söylüyorlardı. İyiki de yerleri yokmuş:))
Bir dolap eksikliğini farkedince hemen aklıma düştü büfe.
Evet o büfeyi değerlendirebilirdim evde. İhtiyacımı karşılayacak büyüklükte ve güzellikte. Boyama sebebim, güzelliğe, güzellik katmak istedim sadece, hepsi bu.
Hani derler ya, kırmızı olsun üç kuruş fazla olsun. Benim için de beyaz aynen öyle:)
O zaman işe koyulmak lazım. Zımpara, boya, fırça ve rulo fırçamı alarak gittim diğer apartmanın bodrum katına.
Hani derler ya, kırmızı olsun üç kuruş fazla olsun. Benim için de beyaz aynen öyle:)
O zaman işe koyulmak lazım. Zımpara, boya, fırça ve rulo fırçamı alarak gittim diğer apartmanın bodrum katına.
Zımpara işlemi bitti ve her tarafını nemli bir bezle silerek temizledim, boya işlemine hazır hale getirdim.
Ve ilk kat boyasını attım. İlk kat boyasını attıktan sonra babamın rahatsızlığı, vefatı, tatil, çekilmez sıcaklar derken neredeyse 3 ay sonra gidip ikinci kat boyasını attım. İkinci kat boyadan sonra anladım ki camlarını çıkarmam gerekiyordu. Bir sonraki boyamaya giderken yanımda gerekli malzemeleri götürdüm. Bana göre gereksiz sayıda takılan çivileri söktüm. İşim biraz daha kolaylaşmıştı. Ama yine de çok kolay olmuyordu. Her yere rulo girmiyor, fırça kullanıyorum. Avucumun içi su toplamıştı fırça kullanırken:)
Sonra üçüncü kat... Sonra dördüncü kat derken sona yaklaşmıştım.
Adım, adım ilerliyorum:) |
Büfeyi, büfe olarak değil de, dolap olarak kullanacağım için camlarını kapatmayı düşünüyordum. Bir yandan dolabı boyarken, camları eve getirip 3 farklı çalışma yaptım. Hiçbirini beğenmeyip finali bu şekilde yaptım, nihayet:)
Son olarak büfeyi de eve getirince geriye camları yerlerine takmak dışında, yapacak birşey kalmamıştı. Şimdilik içine hobi malzemelerimi yerleştirdim. İstersem salona alırım, istersem yatak odasına alırım, istersem burada bırakırım. Biz gezeriz bununla artık.
Evet biraz uzun ve zorlu bir süreçti fakat herşeye değdi. Sonuçtan çok memnunum.
Büfeye vernik atmadım. Kim bilir, belki birgün, başka bir renge boyamak isteyebilirim:)
Kullandığım malzemeler:
Zımpara
"Polisan matrix lux x1 anti aging kokusuz parlak" boya
Rulo Fırça
Normal fırça
Malzeme değil ama çokça insan gücüne ihtiyaç var, bunu da unutmamak lazım:)
Normal fırça
Malzeme değil ama çokça insan gücüne ihtiyaç var, bunu da unutmamak lazım:)
Bir önden, bir de yandan görüntüsü böyle. Dağınıklık için kusura bakmayın lütfen. Taşınma esnasında çektiğim bir fotoğraftı.
Beni mutlu eden bir projenin daha sonuna geldik,
hepinize güzel birgün, mutlu bir hafta diliyorum:)
hepinize güzel birgün, mutlu bir hafta diliyorum:)